Maldivler’e gitmek için beni çeken en önemli faktör muhteşem denizi veya plajları olmadı hiç bir zaman… Yıllar önce gördüğüm başkent Male’nin uçaktan çekilmiş fotoğrafı ve Hint okyanusunun ortasındaki bu yaşamı görmek istedim…
Eğer iş yaşamınız yoğunsa ve gerçekleştirmek istediğiniz kişisel seyahatlerinizi mümkün mertebe iş seyahatleri ile birleştirmek istiyorsanız bunun için size en az zamanı harcatacak iyi bir fırsatın gelmesini beklersiniz. Uzun yıllar gidilecek ülkeler listemin içinde kalan Maldivler için fırsat bana 2017 yılında Singapur ve Dubai’de vereceğim iki farklı eğitimin arasında 6 günlük bir boşluk oluşmasıyla geldi. Ben de bu 6 günü Maldivler ve Sri Lanka’da harcamaya karar verdim….
Maldivler 1200 adadan oluşan bir ülke. Yaşam olan 281 adanın 195’inde sadece yerel halk yaşarken 86’sı “otel ada” olarak kullanılıyor. Yani bir adanın tamamı bir otel işletmesine ait, başka hiçbir şey bulunmuyor. Adalar ölü mercanların zamanla aşınmasıyla meydana gelen kumlardan oluşuyor. Adalarda alışkın olduğumuz toprak yok, hepsi beyaz kum. Kara canlılığı da buna göre şekillenmiş tabi. O filmlerde gördüğünüz bembeyaz kum, turkuaz deniz var ya, işte Maldivler’de buluyorsunuz… Belgesellerde izlediğiniz rengârenk su altı görüntülerinin aynısını da bizzat görmek hayatinizin en unutulmaz deneyimlerinden birisi oluyor… Programım müsait olsa kesinlikle 3-4 gün daha otel adada kalıp biraz daha kafa dinlemek isterdim…
Maldivler’e giden turistlerin büyük bölümü havalimanından doğrudan otel adalara götürülüyor ve halkın yaşamını görmeden geri dönüyorlar. Havalimanına indikten sonra otel adalara gidiş genellikle sürat tekneleri veya deniz uçaklarıyla oluyor. Otelini araştırmadan seçen bazı arkadaşlarımdan şikayetler duydum zira bazı otel adalar ile havalimanının bulunduğu ada arasındaki mesafe sürat tekneleri ile bile 2 saati geçebiliyor.
400.000’lik toplam ülke nüfusun 1/3’ü başkent Male’de yaşıyor. Male’yi ise baştan başa yarım saatte yürüyorsunuz. Fiyatlar çok pahalı, örneğin Male’de bir apartman dairesi 1 milyon dolara satılıyor. Ama halkın refah düzeyi çok düşük, bunu balık ve meyve pazarlarına gidip, sokaklarda yürüyünce çok yakından görüyorsunuz. Maldivler’de yerleşim yeni değil, binlerce yıldır okyanusun ortasındaki bu adalarda insanların yaşadığı belirtliyor. İlk başta Budist olan ada halkı sonradan Arap tüccarların etkisiyle Müslümanlığı seçmiş ve şu anda da ada halkının büyük çoğunluğu Müslüman. Alfabaleri de Arapçaya çok benziyor. Ülkenin temel geçim kaynağı doğal olarak turizm, turizm sonrasında ise balıkçılık yer alıyor. Balık yaşamın o kadar bir parçası ki Maldivlerde resmi paramı Rufiyaa’nın birçok banknotunun üzerinde balık resmi görebiliyorsunuz.
Maldivler’de bir de tsunami riski var, 2004’deki tsunamide 82 kişi yaşamını kaybetmiş. Küresel ısınmanın en büyük etkisi Maldivler’de olacağı hesaplanıyor ve tüm ülkenin 80-100 sene içerisinde sular altında kalacağı tahmin ediliyor. Bu nedenle Avustralya tüm Maldivler vatandaşlarına sığınma hakkı vermiş hatta Maldivler Devleti yıllık olarak belirli bir bütçe ayırıp ilerde vatandaşlarını yerleştirebilmek için başka ülkelerden toprak almayı planlıyor…
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.