Ülke olarak havacılıkta kaydettiğimiz başarıları orman yangınlarının önüne geçilmesinde ne derece iyi kullandığımız noktasında biraz kafa yormamız gerekiyor. Çeşitli özelliklerde insansız hava araçları (İHA), helikopter, uçak ve yangın bombaları üreten bir ülkenin orman yangını konusunda bu teknolojilerden daha ileri seviyede istifade etmesi icap eder.
İHA’lar ile 24 saat gözetlemeyle yapıyoruz. Ancak yangın ilk tespit edildiğinde, havadan yangın bombaları, ateş topları kullanılmasında ve karadan en küçük yerleşim yerlerine konuşlandıracak ilk müdahale araçlarıyla tedbirler alınması hususunda zayıflık söz konusu. Orman yangınları sadece ilgili bakanlığın ve Orman Genel Müdürlüğü’nün kontrol ve denetimindeki araç-gereç ve diğer tedbirlerle çözümler üretilebilecek doğal afetler değildir. Diğer ilgili bakanlıkların, teknoloji geliştiren kurumların AFAD ve mahalli idarelerinde organizasyon içinde olması icap eder.
Orman yangınları aynı zamanda yerleşim yerlerini; kasabalar, köyler, fabrikalar olmak üzere her tarafı tehdit ettiği için daha kapsamlı bir hazırlığı gerektiriyor. Tarım ve Orman Bakanlığı’nın yıllardır tekrarladığı üzere her sene yangınlara müdahale için yabancı personeliyle birlikte uçak-helikopter kiralama işini gözden geçirmesi önem arz ediyor. Orman Genel Müdürlüğü bünyesindeki Havacılık Dairesi’nin kurulması bu açıdan önemli bir adımdır. Ancak teknolojik gelişmelere paralel olarak havacılık aygıtlarından daha iyi faydalanılması noktasında yeterli adımların atılmıyor. Özellikle yangınların ilk tespiti sonrasında müdahalelerin geleneksel yöntemlerle devam etmesi dikkat çekiyor.
Şunu biliyoruz ki orman yangınları iklim değişikliği sebebiyle de azalmıyor, artıyor. Ayrıca bizde yangınların çıkış sebeplerine baktığımızda maalesef bir azalma olmuyor. Mesela elektrik hatlarından çıkan veya trafoların sebep olduğu yangınlar hususunda somut gelişmeler söz konusu değil. Dünya Meteoroloji Örgütü ve Avrupa Uzay Ajansı gibi kurumlar, yeni nesil uydulardan orman yangınlarının tespiti konusunda çalışmalar yapıyor. Türkiye’de artık uydular yapan bir ülke, ama henüz kendi meteoroloji uydumuz yok!
Ülke olarak hava platformlarından daha fazla faydalanıp, yerdeki birimlerin işlerini kolaylaştırılması için adımlar atılabilir. İHA’lar, yüksek irtifa balonları ve uzay dünyanın gündeminde. Günümüzdeki hiçbir teknolojinin orman yangınlarını söndürmede başarılı olma şansı yok.Daha net ifadeyle böyle bir teknoloji bulunmuyor. Dolayısıyla en başta yangına sebep olacak unsurların azaltılması, erken müdahale, yangının ilk çıktığı anda tespiti ve söndürülmesi önemli. Türkiye, elindeki teknolojileri sadece bir bakanlık çatısı altında değil, daha geniş katılımlı bir organizasyon yapısıyla gerçekleştirebilir. Sorumluluk ve yetkiler dağıtılabilir. Kısa vadeli uçak-helikopter kiralayarak “şu kadar yangın söndürme filomuz” cümleleriyle savunmalar yerine daha kalıcı tedbirler alınabilir.
Orman yangınlarında elektrik hatlarına dikkat çeken İzmir Valisi Süleyman Elban, aynı zamanda da bir ezberi boşmuş oldu. Çünkü Çeşme, Seferihisar, Ödemiş ve Foça‘daki yangınların elektrik hatlarından kaynaklı olduğuna Vali Elban işaret edince insanlar sorgulamaya başladı. Bu konuda iş dünyasının ve onları denetleyen kurumların ne durumda olduğu bilindiği için Gediz Elektrik Dağıtım AŞ’nin açıklamalarını dikkate alan da olmadı. Elektrik hatlarının etkin kontrol ve denetimi ile yangınlarındaki rolleri de İHA’larla pek ala yapılabilir.
Teknoloji var kullanan kamu yok
İlginçtir Türkiye, yangın güvenliğine yönelik teknoloji geliştiren ender ülkelerden birisi konumunda. ABD, Çin, Tayland, Rusya, Hollanda ve G. Kıbrıs ile birlikte dünyada yangın söndürme sistemleri geliştirip üreten bir ülkeyiz. Hatta ilk 5 ülke içinde yer alıyoruz. Bu alanda çalışan şirketlerimiz 50’ye yakın ülkeye ihracat yapıyor. Ama kendi ülkemizde ürünleri kullanılmıyor. Bu durumu kaynaklardan öğrenerek yazıyorum. Bizimkiler yurtdışından uçak-helikopter kiralama verdikleri önem ve ayırdıkları zamanı maalesef yurtiçinde bu alanda teknoloji geliştiren şirketlere ayırmıyorlar. İş birliği noktasında çok zayıf kalıyorlar.
Mesela yangınlara ilk müdahalede çok önemli işlevi olan ve uzaktan her yerde patlatılabilen “yangı topu” modeli sadece Türkiye’de üretiliyor. Havadan yangın ilk tespit edildiğinde bir İHA bu yangın toplarıyla müdahale edip, büyümeden söndürülebilir. Ama Tarım ve Orman Bakanlığı’nın, Orman Genel Müdürlüğü’nün, AFAD’ın envanterinde böyle bir ürün var mı, bilmiyorum.
Orman yangılarında da bilimden, gelişen mühendislik çalışmalarından, kısacası teknolojiden azami oranda faydalanılması gerekmez mi? Türkiye’de her yıl bu kadar yangın oluyor, ama bir tane akademik çalışma yapan, insan yetiştiren “Yangın Mühendisliği” bölümüne ev sahipliği yapan üniversite yok.
İHA’lara güdümlü yangın bombası konabilir
Orman yangınlarını 24 saat gözetleyen İHA’larımız var. Fakat sadece gözetliyorlar, tespit ettikleri bazı yangın yerlerine ulaşmak ciddi zaman alıyor ve müdahale edinceye kadar da yangın büyüyor. Peki bu İHA’lar kaç yıldır “güdümlü yangın bombası” niçin koyulmuyor? Bu yönde çalışmalar neden yapılmıyor? Her şeyi en pahalı tarifeden yapan kamu kurumlarına, devlet kontrolündeki vakıf şirketlerine yaptırma geleneği sebebiyle mi, yoksa vizyonsuzluk nedeniyle mi bunlar oluyor.
Mesela ormanlarımızı 24 saat gözetleyen İHA’lar herhangi bir durum tespiti anında yerdeki ilgili birimlere ihbarla birlikte ilk müdahaleyi de “güdümlü yangın bombaları” ile yapsa kötü mü olur? Şunu biliyorum ki, bombayı yapacak firmalarla görüşülmüş, ama nedense anlaşılamamış. Ayrıca şu hususa da özellikle dikkat çekmek istiyorum. Ülkemizde özel sektör kuruluşlarının tamamı kamu kurumlarından ve kamu kontrolündeki vakıf şirketlerinden çok daha hızlı ve uygun maliyetli çalışıyorlar. O halde bu şirketlerle çalışılmamasında ve geliştirdikleri teknolojilerin kullanılmamasında ne gibi engeller söz konusu olabilir?
Türkiye’den Japonya’ya tohum eken drone’lar gönderiliyor. Hatta bir firmaya da Japonlar ortak olmuş. Tarım ve Orman Bakanlığı daha net ifadesiyle kamu kurumlarının bunlardan ne kadar haberi var? Belki de olmaması daha iyi olur. Engelleyecek düzenlemeler çıkabilir! Japonya’ya tohum eken, zirai müdahale yapan drone’lar gönderen Türkiye’deki özel şirketler pek ala bu drone’lar ile “yangın topu” taşıyıp, ilk müdahaleyi de yapabilirler. Ama bunları envantere sokacak vizyoner bakanlar, devlet adamları, bürokrasi gerekiyor.
Mesela Vodafone, Türkiye’den bir şirketle; YG Yangın Güvenliği ile anlaşıp, baz istasyonlarında çıkması muhtemel yangınları önleyecek sistemi ürettirmiş. Vodafone sayesinde de bu şirket, bir ürünü Türkiye’de geliştirip, üretip, dünyaya pazarlamaya başlamış. Peki, böyle bir sistemi hangi elektrik dağıtım şirketi trafolarında kullanıyor? Veya ilgili bakanlıklar, düzenleyici kuruluşlar bu tür sistemlerden ne kadar haberdarlar? Ya da bu tür sistemlerin kullanılması yönünde bir karar almışlar mı?
Daha önce baz istasyonlarındaki yangın tehlikesine önlemek için kullanılan bu sistem G. Kıbrıs’tan getiriliyormuş. Vodafone belli bir alım garantisi verince de Türkiye’de üretilmeye başlanmış. Alın size güzel bir yerli/milli hikayesi. Isı yükseldiği an uyarı veriyor, yangın çıktığında ise devreye giriyor. Aynı sistemi Pakistan Vodafone da istemiş, İspanya’da bir firmaya da rüzgâr türbinlerinde kullanılmak üzere ihraç edilmiş.
Netice itibariyle her yıl orman yangınlarıyla mücadele eden bir ülke olarak özellikle havacılık alanındaki başarılarımızdan daha iyi faydalanabiliriz. Bunun için bilime, teknolojiye daha fazla alan açılması, vizyoner davranılması yeterli olacaktır.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Yazarın Diğer Yazıları
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.