Yeni bir kurumumuz veya kurulumuz daha oldu. Afet Yönetimi Politikaları Kurulu; hayırlı olsun. Orman yangınlarıyla zorlu mücadele verdiğimiz günlerde afetlerle baş etme yöntemimizde de bir sorun olduğu ortaya çıkmıştı. Ama uyarılarımızı dikkate alan olmamıştı. AFAD veya ilgili bir kurumun bakanlıkların üzerinde konumlanarak, direkt cumhurbaşkanlığına bağlı olmasının gerekli olduğunu defalarca yazdım. Bu deprem sebebiyle de konuyu daha fazla gündeme getirip, AFAD’ın bir bakanlık çatısı altında olmasının yanlışlığına ve koordinasyondaki eksikliklerine dikkat çektim.
Dolayısıyla Cumhurbaşkanlığı bünyesinde Afet Yönetimi Politikaları Kurulu teşekkül ettirilmesi geç kalınmış olmasına rağmen önemli bir adım. En azından bu deprem sebebiyle bir yanlış düzeltilmiş olacak. Bakalım AFAD’ın, Kızılay’ın konumunda nasıl bir değişiklik olacak? AFAD’ın baştan aşağı gözden geçirilmesi için, barınma, konteyner temininde ve çadır konusunda gösterdiği ilginç performanslara bakılması yeterli olabilir. Kızılay için cümle kurmaya bile gerek yok!
Afetlerle mücadelede Türkiye’nin yetişmiş personeli, birikmiş tecrübesi, kesinlikle yeterli seviyede makine parkı, donanımı var. Ama bunları koordine edecek kurumları ve işbaşında insanı yok. Olan kurumlarının yapısı bozuldu, elaman kalitesi kalmadı. Şu an helva yapma sorunu yaşıyoruz.
Mesela Orman Genel Müdürlüğü ekipleri yılların tecrübesiyle orman yangınlarıyla mücadelede işlerini iyi yapıyorlar. (Araç gereç eksikliği, zamanında uçak, helikopter kiralanmaması gibi hususlar ise ayrı bir konu.) Ama yangın şehre, kasabaya, köye, fabrikaya, limana, elektrik santraline sıçradığı zaman acil durumun şekli değişiyor. İş orman personelinin ilgi ve bilgi alanından çıkıyor ve adeta sahipsiz kalıyor. Kimin, nasıl müdahale edeceği bilmecesi ortaya çıkıyor. Bunu yaşadık. Bu deprem sebebiyle de bir bakanlık çatısı altındaki AFAD’ın yetersizliğini, koordinasyon eksikliğini, devletin ilgili kurumlarının deprem öncesi organize edilemediği gerçeğini gördük. Bakanlıklar üstünde konumlandırması gerçeği bir zaruret olarak karşımıza çıktı.
Bakanlıklar altındaki kurumların acil durumlarda devletin imkanlarını bırakın yönlendirmeyi, elimizdeki varlıkların envanterini bile çıkaramadığını biliyoruz. Bu durumda afet anında kimi, hangi teçhizatla ve hangi yetkiyle olay mahalline yönlendirebilirsiniz. Yaşanan bir örnek; Bir şehirden askerlerle dolu uçak deprem bölgesindeki bir havalimanı için havalanmak istiyor, ama varacağı meydanın, ilgili otoritelerin bu uçuştan haberi yok ve dolayısıyla gelişine izin vermiyorlar. Yurt dışından yardım için gelen çoğu yabancı ekipler, yardım uçakları da bu sıkıntıyı yaşadı. Deprem bölgesine hangi araçların, kamyonların, TIR’ların öncelikle gireceği hususunda karmaşa oldu. Ciddi iletişim sorunu yaşandı. AFAD olayın bu tarafını unutmuş olduğundan GSM operatörleri baz istasyonlarını faaliyete geçirmek için ekiplerini öncelikli olarak sahaya sokamadı.
Dün, Türkiye Ulusal Risk Kalkanı Modeli Toplantısı’nın kapanış konuşmasında tüm bu hususlar ele alınmış olmalı ki Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı bünyesinde Afet Yönetimi Politikaları Kurulu kurulacağını açıkladı. .Halihazırda 9 tane olan politika kurullarına 10’ncu olarak Afet Yönetimi Politikaları Kurulu eklenecek, ama bu hususu da iyi düşünmek lazım. Kurula ilave olarak da başka adımların atılması gerekli olabilir.
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Yazarın Diğer Yazıları
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.