Merakla takip ettiğim havayolu pazarlarının başında Kıbrıs geliyor. 1990’lı yıllardan bu yana iyi bildiğim ve takip ettiğim Türkiye- Kıbrıs uçuşlarında istikrarın yakalandığı dönemlerin çok az olduğunu söyleyebilirim. Kısa süre önce Türk Hava Yolları (THY), Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC)’ne yönelik “Ada Kıbrıs” projesini başlatarak önemli bir adım attı.
THY’nin uzun süredir ihmal ettiği bu pazarda kısa sürede konum kazanması zor görünüyor. THY, kendi ekosisteminde bulunan AJet ve SunExpress ile KKTC pazarında atağa geçmesine rağmen, üç havayolunun toplamı pazardaki konum açısından Pegasus’un gerisinde kalıyor. “Ada Kıbrıs” projesi sonrasında KKTC pazarında bu yılın ilk dört ayında pazardaki payı yüzde 60 olan Pegasus önce yüzde 52’ye kadar gerilemiş, ancak tekrar toparlanarak yüzde 56’nın üzerine çıkmış. THY, bünyesindeki iki şirketle birlikte KKTC pazarındaki payını ancak yüzde 43’e çıkarabilmiş durumda. Bu durum, uzun yılların ihmaliyle açıklanabilir.
KKTC’de havalimanı yenilendi, kapasite sorunu yok. Türkiye’nin güçlü havayolları olmasına rağmen KKTC’ye gelen yolcunun yarısının Güney Kıbrıs Rum Kesimi üzerinden gelmesinin makul bir izahı olabilir mi? İlgili kurumların ilgisizliği ve yetkililerin otoritelerini kullanamaması söz konusu olabilir.
AJet, 5 Ağustos’tan itibaren Londra Stansted Havalimanı’ndan Ercan Havalimanı’na, İstanbul ve Ankara aktarmalı gidiş-dönüş uçuşlar başlattığını ve biletlerin 250 pounddan satışa sunulduğunu duyurdu. İngiltere’de yaşayan KKTC vatandaşları ve İngiliz turistler için bu kampanya nasıl bir tablo ortaya koyacak, hep birlikte göreceğiz.
Geçen yıl KKTC’ye 4 milyon yolcu gelmiş. Bunun 2 milyonu havayoluyla, 2 milyonu ise Güney Kıbrıs Rum Kesimi üzerinden karayoluyla ulaşmış. İngiltere’de yaşayan yaklaşık 400 bin KKTC vatandaşının önemli bir kısmı ve diğer turistler önce Güney Kıbrıs’a uçmuş, ardından karadan KKTC’ye geçmiş. Güney Kıbrıs’a olan uçuş fiyatlarının daha uygun olması bu tercihi etkiliyor. Potansiyel var, ancak değerlendiren Türk şirketleri yok!
Ada Kıbrıs projesiyle İstanbul-KKTC uçuşlarına 6 bin TL tavan fiyat getirildi. Şehit ve gazi yakınlarına yüzde 50 indirim sağlandı. Londra biletleri ise 250 pound olarak belirlendi. Kampanya sonrası adaya 100 bin turist taşındığını THY Yönetim Kurulu Başkanı Ahmet Bolat açıkladı. Yeni proje ile yılda 4 milyon olan turist sayısının 2026’ya kadar 6 milyona çıkması, yıllık 2 milyar dolar olan turizm gelirinin ise 3 milyar dolara ulaşması bekleniyor.
Ocak-Temmuz 2025 itibariyle KKTC’ye sefer yapan havayollarının toplam yolcu sayıları ve pazar payları:
PEGASUS: 1.745.075 (%56,83)
THY: 469.286 (%15,28)
AJET: 713.311 (%23,23)
SUNEXPRESS: 141.250 (%4,60)
FREEBIRD: 1.738 (%0,06)
MAVIGOK: 42 (%0,00)
2024 yılında KKTC’ye sefer yapan havayollarının yolcu sayısı ve pazar payları:
PEGASUS: 1.485.876 (%57,80)
THY: 691.743 (%26,91)
AJET: 327.129 (%12,72)
SUNEXPRESS: 55.324 (%2,15)
FREEBIRD: 10.402 (%0,40)
MAVIGOK: 461 (%0,02)
Ercan Havalimanı’nda işletme sorunu
Ercan Havalimanı’nı 2013’ten bu yana yöneten T&T Havalimanı konsorsiyumu çeşitli işletmecilik sorunlarıyla gündeme geliyor. Müteahhit mantığıyla işletilen havalimanında halen taksi sorunu bile çözülebilmiş değil. Ancak daha büyük problemler var.
Güvenlik personel sayısının 350 olması gerekirken, işletmeci şirketin yalnızca 75 özel güvenlik personeli çalıştırdığı öğrenildi. Kara tarafından hava tarafına geçişler için güvenlik tedbirleri alınmamış, geçiş kapılarına özel güvenlik personeli konmamış. Bu kapıları kullanma ihtiyacı olan Pegasus, THY, AJet ve diğer şirketlere kapıların anahtarları verilmiş. “İhtiyacınız olduğunda asma kilidi açın, içeri geçin” denmiş. Böylece güvenlik personelinden tasarruf edilmiş.
Bu güvenlik açığı İngilizlerin dikkatini çekmiş. Bu sebeple KKTC’den Londra’ya yapılan uçuşlarda, Türkiye’de uçağın değiştirilmesi şartı getirilmiş. Zaten direkt uçuş yapılamıyor, üzerine bir de aynı uçakla devam edilemeyeceği şartı eklenmiş. Önceden AJet, Ercan’dan aldığı Londra yolcusunu İstanbul veya Ankara’ya teknik inişle götürüp, yolcuları indirmeden uçuşa devam ediyordu. Şimdi ise güvenlik sebebiyle uçak değişimi gerekiyor.
THY yetkilileri bu konuyu incelemek üzere Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM)’ne başvurmuş. SHGM, güvenlik açığını tespit edip işletmeci T&T Havalimanı şirketini uyarmış. Tedbir alınıp alınmadığı bilinmiyor. Ancak KKTC yetkililerinin bu işletmeciliğe neden şimdiye kadar göz yumduğu anlaşılmıyor.
Böylesine tuhaf sorunlar ve ilgisizlik olursa, yolcunun yarısı doğal olarak Rum kesimini tercih eder.
Bakanlık eğitim uçuşu kazalarını önemsemiyor mu?
Türkiye’deki uçuş okullarında yaşanan eğitim uçuşu kazaları hız kesmeden devam ediyor. Geçen hafta Adana’da evlilik teklifi sırasında meydana gelen eğitim uçuşu kazası sebebiyle bu konuyu detaylıca ele aldım. Ancak her konuda açıklama yapan Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı bu konuda sessiz kalıyor. SHGM tarihinde bu kadar yoğun eğitim uçuş kazasının yaşandığı bir dönem olmamıştı. Bu nedenle Bakanlık mutlaka harekete geçmeli.
Adana’daki kazadan bir hafta sonra Kapadokya’da bir eğitim uçuşu kazası daha yaşandı. Son yıllarda özellikle Bursa, eğitim uçuşu kazalarının en sık yaşandığı şehirlerden biri olarak öne çıkıyor. Yenişehir ve Yunuseli havalimanları çevresinde birçok kaza meydana geldi. Kazalarda pilotlar ve öğrenciler hayatını kaybetti. Ancak kazaların nedenlerini inceleyen, yaptırım uygulayan ve sektörün sağlıklı gelişmesini önemseyen bir kurum bulunmuyor.
Fenix Uçuş Okulu, Bursa’da en fazla eğitim uçuşu kazasının yaşandığı kurum olarak dikkat çekiyor. Fenix’e ait Aquila A210 ve A211 serisi uçaklar sıkça kazaya karışıyor. Ayrıca AİFA ve UTEK gibi diğer okulların da kazaları mevcut. Bursa’daki yoğun eğitim uçuş faaliyetleri kaza sayılarına da yansıyor. Denetim eksikliği ve ceza uygulanmaması kazaların artmasına neden oluyor.
Eğitim uçuşu kazalarının temel nedenleri:
•Uçuş okulları eğitime değil, maddi kazanca odaklanıyor.
•Öğretmen pilotlar yetersiz, öğrenciler tecrübesiz.
•Eğitim uçakları bakımsız ve teknik sorunlu.
•Hava şartları dikkate alınmıyor.
•Eğitim uçakları bölge hava koşullarına uygun değil.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, SHGM ve UEİM’in zaman kaybetmeden eğitim uçuşu kazalarına müdahale etmesi gerekiyor.
Geçen hafta uçaklarda lityum iyon pilli cihazlar ve powerbank’lerin sebep olduğu problemleri yazdım. Ertesi gün Bakanlık açıklama yaptı. Ancak çok daha önemli olan “uçuş eğitimi kazaları” hakkında tek bir açıklama yapılmadı.
Son olarak önemli bir not: Türkiye’deki uçuş okulları her isteyene pilot lisansı veriyor. Eğitim kriterleri yok denecek kadar az. Bu nedenle bu okullardan mezun olan pilotlar THY ve Pegasus gibi şirketlerde tutunamıyor. Bu pilotlar başka havayollarına yöneliyor. Uçuş güvenliği açısından bu durum ciddi risk oluşturuyor.
Yazarın Diğer Yazıları
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.