TUSAŞ’ın en önemli ürünlerinden birisi de şüphesiz tamamen yerli ve milli olan GÖKBEY’ dir. GÖKBEY; Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve diğer ihtiyaç sahibi makamların, genel maksat helikopteri ihtiyaçlarının özgün bir platform ile karşılanması hedefiyle yürütülmekte olan özgün helikopter projesidir. TUSAŞ şimdiye kadar farklı helikopter projelerinde yer almış olmakla beraber GÖKBEY projesiyle bir mihenk taşını daha devirmiş, yeni bir teknoloji seviyesine geçmiştir. Ayrıca bu projeyle helikopter dünyasında kalıcı bir oyuncu olabilmek ve farklı sınıflarda döner kanat platformlarını da geliştirebilmek adına hem yetkin insan kaynağının oluşturulması hem de helikopterlere özel tasarım, üretim ve test altyapılarının kurulması hedeflenmiştir. Özgün helikopter programı, 15 Haziran 2010 tarihinde toplanan Savunma Sanayii İcra Komitesi (SSİK) kararı ile başlatılmıştır. Program bütçesi ve takvimi 03 Ocak 2013 tarihli SSİK ile kararlaştırılmış, 26 Haziran 2013 tarihinde Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ile TUSAŞ arasında sözleşme imzalanmış ve proje 6 Eylül 2013 tarihinde resmi olarak başlamıştır. Üretim kodu T625 olan GÖKBEY; 6 ton sınıfında, 2 motorlu ve 5 pal yapısına sahip genel maksat helikopteridir.
En zorlu iklim ve coğrafyalarda dahi, yüksek irtifa ve yüksek sıcaklıkta, gece ve gündüz koşullarında etkin bir şekilde faaliyet gösterebilecek olan T625 GÖKBEY genel maksat helikopteri, milli imkân ve kabiliyetler kullanılarak tasarlanmakta ve üretilmektedir. ATAK programı süresince kazanılan bilgi, birikim, tecrübe ve yetenek havuzu temel alınarak başlanılan özgün helikopter programı kapsamında, yapısal ve aviyonik sistemlerin yanı sıra transmisyon, rotor, otopilot ve iniş takımları gibi kritik öneme haiz sistemlerin tasarımları ve üretimleri de tamamen milli kaynaklar kullanılarak gerçekleştirilmektedir. GÖKBEY projesi kapsamında helikopterlere özgü kurulan transmisyon ve rotor üretim ve test sistemleri, yapısal test düzenekleri, alt sistem test laboratuvarları, otopilot geliştirme simülatörü ve helikopter yer test binası gibi özel üretim ve test altyapıları dünyada sadece birkaç ülkede bulunmaktadır. Bu altyapılar kullanılarak GÖKBEY’i oluşturan alt sistemler ve kritik komponentler üretilip test edilmekte ve sonrasında helikopter seviyesi yer ve uçuş testleri başarıyla gerçekleştirilmektedir. Yer ve uçuş testleri esnasında kritik parça ve sistemlerden sürekli tasarım verisi toplanmakta, asıl kıymetli bilgi birikimini oluşturan bu veriler sonrasında mühendislik ekiplerince değerlendirilerek kalifikasyon ve sertifikasyon süreçlerinde kullanılmaktadır.
6 Eylül 2018 sabah saat 06:00’a ilk uçuşunu büyük bir gurur içinde gerçekleştiren GÖKBEY, bugüne kadar 800 saatin üzerinde uçuş testini başarıyla icra etmiş olup projede seri üretim fazına geçilmiştir.
Ayrıca GÖKBEY helikopterimize Eskişehir’de bulunan TUSAŞ’in iştiraki olan TUSAŞ Motor Sanayii A.Ş. (TEI) tarafından geliştirilen TS1400 Turbo Şaft (TS) motoru entegre edilmiş ve uçuş testlerine başlanmıştır. Bu uçuş, kendi geliştirdiğimiz helikopter ve motorla insanlı yapılan ilk uçuştur. Bu bakımından Türk havacılık tarihinde özel bir yere sahiptir. GÖKBEY, çok az bir alt ekipmanın yurt dışından tedarik edildiği, tamamen yerli ve milli olarak tasarlanan bir hava aracıdır. Helikopterin Tip Sertifikasının, Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) tarafından onaylanarak yayınlanması ve kısa zamanda bu tip sertifikasının Avrupa Havacılık Emniyeti Ajansı (European Aviation Safety Authority, EASA) tarafından tanınması ile ilgili çalışmalar program ile birlikte yürütülmektedir.
T625 GÖKBEY; yalnızca günümüzün değil, aynı zamanda geleceğin operasyonel gereksinimlerini de göz önünde bulundurarak, gelişmiş dokunmatik aviyonikleri, ergonomik rahat kokpiti, yüksek sıcaklık/irtifa performansı, uzun menzil ve havada kalış süresi ile dünya piyasasında rekabetçi ve yenilikçi bir yapıda, üstün performans ve kullanım kalitesi için tasarlanmıştır. Yüksek yük kapasitesine sahip geniş kabin alanı ile GÖKBEY, dünyanın dört bir yanındaki sivil ve askeri kullanıcıların, muhtelif görev profillerinin icrası için kolaylıkla konfigüre edilebilmektedir. Helikopterin geniş görev yelpazesine sahip olmasından ötürü kabin yapısı değiştirilerek; taşıma, VIP, kargo, hava ambulans, arama kurtarma ve kıyı ötesi taşıma görevlerini icra edebilecektir. Proje kapsamında yakın zamanda 3 adet Jandarma Helikopteri teslimatı ile birlikte farklı bir aşamaya geçilecektir.
Bununla birlikte Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri (ASTH) T929’dan da bahsetmek lazım. Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri projesi T-129 ATAK Taarruz, Taktik Keşif Helikopteri ve T-625 Gökbey helikopterinden kazanılan bilgi birikimi ve operasyonel tecrübe sonucunda 22 Şubat 2019 tarihinde Savunma Sanayi Başkanlığı ile TUSAŞ arasında imzalanmıştır. T929 Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri, TUSAŞ’ın helikopter platformları arasında yer alan T-129 ATAK helikopterinin iki katı güç ve ağırlığa sahiptir. Yüksek faydalı yük kapasitesi, muharebe alanında büyük avantaj sağlamaktadır.
T929 ASTH; 10+ Ton sınıfında motor, transmisyon, rotor güç aktarım altyapısının TUSAŞ tarafından tasarlandığı, üretildiği, entegre edildiği ve test edildiği ilk özgün helikopter projesi olma özelliğini taşımaktadır. T929’a Ukrayna menşeili Motor Sich tarafından üretilen iki adet TV3-117 serisi motorlar güç vermektedir. Motor dışındaki sistemler yerli imkânlar ile tasarlanmış, üretilmiş, entegre edilmiş ve test edilmiştir. Örnek vermek gerekirse; güç aktarım sistemleri (Ana/Ara/Kuyruk Dişli Kutuları), rotor, uçuş kumanda sistemleri, yakıt tankları, iniş takımları vb. sistemler TUSAŞ bünyesinde veya yerli firmalar ve imkânlar kullanılarak üretilmiştir.
HÜRJET ve KAAN projeleri çok yüksek bir tempoda devam ederken, GÖKBEY ile elde edilen tecrübe ve altyapılar kullanılarak geliştirilen Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri ATAK-2 veya T929 olarak sınıflandırılan helikopter son montaj hattından 17 Nisan 2023’te çıktı. 1 hafta içerisinde 23 Nisan 2023’te ilk motor çalıştırmayı başarıyla tamamladı ve sadece 5 gün içerisinde 28 Nisan 2023’te devasa bir yapıda, yaklaşık 11 ton ağırlıkla gökyüzüyle buluştu. Tarih 28 Nisan 2023’ü gösterirken TUSAŞ ailesi ve bütün Türkiye sevinç gözyaşlarına boğuldu. Bütün şirket adeta seferber oldu. Yüzyılın hayalleri bir bir gerçekleşiyordu. Artık helikopterde olgunlaşma başlamış, şirketimiz bu alanda yetkinliğe ulaşmıştı.
10+ Ton sınıfında bir helikopterin dinamik sistemler altyapısının test edilmesi ve uçurulması beraberinde birçok imkânı getirmektedir. Muharebe alanında her muharip birime daha fazla oranda destek/lojistik birimi (birlikleri taşıyacak, mühimmat, yiyecek, ekipman getirecek) gerekmektedir. Bu gereksinimler 10+ Ton Genel Maksat helikopterinin yolunu açmaktadır.
Bunun yanında birçok sivil kullanım alanı da vardır. Örneğin, yurdumuzun kanayan yarası orman yangınlarında kullanılmak üzere 10 Ton su atar helikopter projesi sözleşmesi imzalanmış ve T929 ASTH’a benzer dinamik sistem altyapısı ile tasarım faaliyetleri devam etmektedir. Bir başka kullanım yeri sivil savunma alanındadır. Örneğin; ulaşım imkânlarının bozulduğu/arızalandığı, deprem, sel gibi felaketlerde 10 Ton sınıfında genel maksat helikopterlerinin çok faydalı olacağı aşikârdır.
Havacılık projelerinde sürekli geliştirme ve yenileme vazgeçilmez bir unsurdur. Bu durumu gerek dünya genelinde yürütülen gerekse tasarımı tamamlanmış ve envantere girmiş projelerde görmek mümkündür. ABD’nin önderliğini yürüttüğü F-35 projesinde olduğu gibi projelerin de başlangıç safhalarında bu geliştirme ve varsa düzeltme faaliyetleri yoğun bir şekilde devam etmesi oldukça normaldir. HÜRJET, KAAN, GÖKBEY, ASTH ve ANKA-3 projelerinde de faaliyetlerin bu şekilde olması kadar doğal bir durum yoktur. Bugün, ciddiyetten uzak eleştiri yapanların dünyada bu işlerin nasıl yapıldığına bakıp değerlendirme yapmaları gerekmektedir. Şimdiye kadar yurt dışından bir ürün almak bir dert, aldığınız ürüne ekipman almak ayrı bir dert, bunu belirli izinler dahilinde kullanmak, geliştirmek veya üzerinde değişiklik yapmak apayrı bir dert olarak hep gündemimize gelmiştir. Bugün gelinen noktada dışa bağımlılık azaltılmış, yerli ve milli imkânlarla, kendi mühendislerimizle ürettiğimiz özgün ürünlerimize, yine kendi imkânlarımız ile tasarlayıp üretimini gerçekleştirdiğimiz milli mühimmatlarımızı entegre eder duruma gelmiş vaziyetteyiz. Daha önce de bahsettiğimiz gibi TUSAŞ ürünleri belirli olgunluk seviyesine ulaşmış, hasat mevsimi başlamış ve biz de bunun meyvelerini alma konumuna gelmiş bulunmaktayız. Milletimize hayırlı olsun.
Yazarın Diğer Yazıları
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.