“Özellikle pilotluk deneyimi başta olmak üzere, bu tür bir meslekte yer almış olmanın bana kazandırdığı çok şey var. Bir kadın olarak bu meslekte olmak, kendi içinde birçok zorluğu taşısa da, şurası açıkça söylenebilir ki; bu meslek bana hayatı yönlendirmeyi, farklı yollar denemeyi öğretti. Bunun kadınlar açısından olduğu kadar, erkekler açısından da çok önemli olduğunu düşünüyorum. Dolayısıyla kadınların bu meslek alanında giderek artan biçimde temsil edilmesi ile, toplumun bakışının da değişeceğine inanıyorum.”
(Leman Altınçekiç, Emekli Hava Pilot Albay)
Ülkemiz insanının başarılarının sınırsızlığını simgeleyen örnek isimlerden biri de Leman Bozkurt Altınçekiç Hanımefendi’dir. Kendisi hem ülkemizde hem de Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’nde (North Atlantic Treaty Organization, NATO) ilklere imza atan, Türk tarihinin pek bilinmeyen kahramanlarından biridir. Ülkemizdeki ilk kadın jet savaş pilotu unvanına sahip kişidir. Maalesef onun ve onun gibi değerli diğer şahsiyetler hakkında çok fazla bilgiye sahip değiliz.
Ülkesine canla başla hizmet etmiş asker bir ailenin beş çocuğunun en küçüğü olan Leman, 10 Mart 1932’de Kars, Sarıkamış’ta dünyaya geldi. Aile içinde onu Yıldız olarak çağırıyorlardı. Babası Dardanel Mehmet, Çanakkale’nin Ezine köyünde doğmuş, neredeyse 12 yıl boyunca cepheden cepheye koşmuş bir Osmanlı subayı idi. O, görev aldığı bir savaşta yaralanmış, yiğit ve etkileyici bir askerdi. Annesi Laçin Hanım ise Azerbaycan kökenli olup, güçlü bir aile içinde yetişmiş donanımlı bir kadındı. Leman’ın Lütfiye ve Huriye adlı iki kız kardeşi ile Yahya Kemal ve Namık Kemal adında iki erkek kardeşi vardı. Erken yaşta, henüz ortaokul yıllarında iken, çok sevdiği annesini kaybetmesi hayatını sarsmıştı. Sonrasında Leman, lise eğitimi için İstanbul’a ağabeyi Yahya Kemal’in yanına gitti. İstanbul Atatürk Kız Lisesi Fen Bölümü’nde okurken, baba Dardanel Mehmet’in vefat haberi ile bir kez daha sarsıldılar. Anne ve babası genç sayılacak yaşlarda hayata veda etmişlerdi. Leman hayatının henüz başlarında, yetim ve öksüz kalmıştı. Bu nedenle onun sorumluluğunu büyük kardeşleri aldı.
Liseden 1953 sonbaharında mezun olur olmaz, İstanbul Teknik Üniversitesi’nin sınavlarına girdi. Çok istediği ve bu alanda yetenekli olduğunun anlaşıldığı Mimarlık Bölümünü kazandı. Makina mühendisi olan ağabeyi, bu pahalı eğitimi karşılayamayacağını belirtti. Bu nedenle maalesef mimarlık eğitimi alamadı. Leman aynı zamanda iyi bir sporcuydu. Voleybolda başarılıydı. Çok güzel resim yapardı, zeki, cesur ve üretkendi.
Bazen tesadüfler insanın hayatını değiştirir. Sıradan bir günde, arkadaşı Solmaz Doğu ile birlikte okula asılan Türkkuşu’na ait bir ilanı gördüler. Bu ilanda paraşütçü arandığını bildirilmekteydi. Hemen sağlık kontrolü için Şişli Etfal Hastanesine gittiler. Sağlık testini sadece Leman geçti ve başvuru yaptı. Türkkuşu İnönü Tesisleri’nde planör eğitimi aldı. Aldığı planör eğitimiyle yetinmeyen genç kız, hayallerine ulaşmak için önündeki zorlu ve uzun yoldan hiç korkmadı. Kısa bir süre sonra Türkkuşu Motorlu Okulu’na öğretmen adayı olarak geçiş yaptı. Kendisi uçmanın asıl zevkini burada tattığını söyler. 1953-1954 döneminde öğretmen adaylığı eğitimini alan Leman, model, planör, paraşüt eğitimi ve motorlu ile 140 saatlik Magister uçuşunda gelişim devresini tamamladı. Türk Hava Kurumu Türkkuşu Milli Amatör Paraşütçü sertifikasını Mayıs 1955 tarihinde aldı.
Kadınların orduya alınması yeni bir olgu değildir, Osmanlı zamanında da ihtiyaç durumuna göre orduya kadınlar alınmıştır. Hepimizin bildiği gibi Sabiha Gökçen ilk askeri savaş pilotumuzdu. Fakat genel eğilim kadınların orduya alınmaması yönündedir. Leman’ın döneminde de bu konuda sıkıntılar vardı. Kadının uğursuz sayılmasının etkisi ile denizcilik alanında ve zorlu fiziksel şartlar gerektirmesi nedeniyle de havacılık alanında, harp okullarına kadınların alınmasına dair mesafeli yaklaşımlar devam ediyordu. Çetrefilli bir “hak isteme” sürecinin sonunda, dönemin Milli Savunma Bakanı Ethem Menderes’in ikna edilmesiyle ilk olarak Kara Harp Okuluna kadınların alımları, aktif görev almaları ve sürece dahil olmaları gerçekleşti. Bu sonuç bir zaferdir. Artık kadınlar orduda aktif görev alabileceklerdir.
1954 yılında Silahlı Kuvvetler’e kadınların da alınmasıyla ilgili karar çıkınca Leman, İzmir Hava Harp Okulu’na başvurdu ve Ekim 1955’te burada eğitime başladı. Pervaneli uçaklarla sürdürdüğü eğitimini 30 Ağustos 1957 tarihinde tamamlayarak mezun oldu. Mezuniyetini kutlarken dünyanın en büyük askeri ittifakı olan NATO henüz 5 yaşındaydı. Leman, daha hızlı ve daha yüksekten uçmak arzusuyla jet pilotu eğitimini de almak istedi. Ağustos 1958’de Eskişehir’deki jet eğitim filosuna katıldı ve kısa sürede eğitimini başarıyla tamamladı. Leman Altınçekiç’e “Türkiye’nin İlk Kadın Jet Pilotu” olarak 1958 yılında “Altın Bröve” verildi. Dokuz yıl süreyle F-84 ve T-33 jet uçaklarında uçtu. Sonraki yıllarda Hava Kuvvetleri’nin karargâh hizmetlerinde çalıştı. Personel Plan Şube Müdürü ve Merkez Şube Müdürü olarak görev yaptı. Kıdemli Albay rütbesiyle Hava Kuvvetleri’nden emekli oldu. Türkiye’nin ve NATO’nun ilk ve uzun zaman boyunca görev yapan tek kadın pilotu oldu. Leman Bozkurt, kendisi gibi Eskişehir’de görev yapan Üsteğmen Tahir Altınçekiç ile 1959 yılında evlenmiştir. Elimizdeki bilgilere göre 2 çocukları oldu.
Leman Bozkurt Altınçekiç, Türkiye’nin ve NATO’nun ilk kadın jet savaş pilotu olmasının yanında uzun yıllar bu unvanı taşıyan tek kadın olarak da dikkat çekti. 4 Mayıs 2001 tarihinde 69 yaşında İzmir’de hayatını kaybetti. Onun mücadele dolu hayatı ve azmi genç nesillere ilham kaynağı olmalıdır.
Yazarın Diğer Yazıları
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.