Şüphesiz son yıllarda dünya ticaretinde en çok gündem olan konulardan birisi tedarik zinciri ve bu zincirdeki aksaklıklardır. Özellikle pandemi döneminde uluslararası ticaretin durma noktasına gelmesiyle birçok sektörde önemli kayıplar yaşanmıştır. Günümüzde rekabet hızla artmakta, firmalar tedarik zincirlerini iyi yönettikleri oranda rakiplerine karşı fark oluşturabilmektedirler. Tedarik zincirini doğru yönetmek, risklerin farkında olmak, ortaya çıkan riskleri müşteriye hissettirmeden çözebilmek en önemli konulardır. Bilindiği üzere tedarik zinciri dediğimizde bir ürünün yaşam döngüsündeki bütün aşamalarını kapsayan faaliyetler kastedilmektedir.
Tedarik zincirini kurgularken hem ülke içindeki hem de ülke dışı kaynakların beraber değerlendirilmesi; savaş, ambargo, bölgesel karışıklıklar, ülkeler arası yaşanan gerilimlerin bir bütün olarak ele alınması gerekmektedir. Nitekim pandemi dönemi ve sonrası oluşan global savaş riskleri, enflasyon ekonomisi bizlere risk yönetiminin önemini bir kez daha hatırlatmıştır. Risk yönetimine önem veren firmalar bu süreci daha az hasarla atlatabilmiş, günümüz global ekonomik belirsizliklerine karşı hazırlıklı duruma gelmişlerdir. Risk yönetimi içerisinde; planlama, maliyet yönetimi, teknolojik dönüşümler, Araştırma-Geliştirme (Ar-Ge) faaliyetleri yer almaktadır. Risk yönetiminde tüm etkenler mikro ve makro ölçekte değerlendirilmelidir. Dünyanın başka bir bölgesinde yaşanacak siyasi veya ekonomik problemlerin etkileri ve bu etkilerin firmanın ticari performansına yansımasının değerlendirilmesi gerekmektedir. Tüm etkenler en ince ayrıntısına kadar değerlendirilmeli, kaynakların sürdürülebilir olması için gerekli aksiyonlar siyasi, politik, ticari olarak alınmalıdır. Tedarikçiye destek verilmeli, izlenmeli, korunmalı ve aynı zamanda geliştirilmelidir.
Tedarik zincirinin ve risk yönetiminin önemli faktörlerini; finansal kaynakların yönetimi, tesisler, malzemeler, insan kaynağı, teknolojik değişim ve lojistik oluşturmakta olup, bu ayaklardan herhangi birinin bile iyi işlememesi ürün teslimatını ve idame edilebilirliğini etkileyecektir. Örnek olarak, bir alanda yoğun talep olduğunu düşünelim. Talebe karşılık verecek tesis olmadığında bu tesisin kurulması gerekecektir. Tabii ki tesisin kurulabilmesi için finansal kaynak ve zaman gerekli olup, bunun yanında teçhizat ve insan kaynağı da bütünün parçalarını oluşturacaktır. Aynı şekilde yeterli miktarda ham madde yoksa yine üretim yapılamayacaktır. Son zamanlarda insan kaynağı ve lojistik alanlarında da sıkıntılar yaşanmaya başlamıştır. Üretimi hemen artırmak, istenilen seviyeye çıkarmak tedarik zincirinin bütün ayakları tam olarak işlemediği zaman çok mümkün değildir. Son zamanlarda ciddi manada ham madde krizi yaşanmakta, oluşan talebe mevcut üreticiler istenilen zaman diliminde cevap verememektedir. Bölgesel karışıklıklar ve savaş durumu ise gidişatı kötüye doğru sürüklemektedir.
Üretimin tedarik zincirindeki etkenlerinin ve etkilerinin detaylıca incelenerek analiz edilmesi gereklidir. Günümüzde teknolojinin hızla ilerlemesiyle birlikte üretimin gerçekleşmesi için gerekli adımlar ve aşamalar rahatlıkla bilgisayar ortamında modellenebilmekte ve üretime etki eden faktörler detaylıca değerlendirilebilmektedir. Riskler önceden öngörülerek üretimin nasıl hızlandırılabileceği ve verimin nasıl artırılabileceği hakkında önemli bilgiler elde edilmektedir. Böylece üretim yapılırken tedarik zinciri çok net bir biçimde izlenebilir olacak, aksaklıklar anında görülebilecektir. Üretim hattı ile tedarik zinciri tam bir uyum içerisinde çalışmalıdır yoksa üretimde çokça durmalar olabilir, seri imalatta bu duruşlar verimliliği düşüreceği için istenilen bir durum değildir. Yani tam anlamıyla teknolojinin sunduğu imkânlardan yararlanılmalı, yeni gelişmelere bağlı olarak sistemler zamanında güncellenmelidir.
Tedarik zincirindeki bütün paydaşların uyum içerisinde çalışması çok önemlidir. Malzemenin zamanında gelmesi, sistemlerin vaktinde üretilmesi, insan kaynağı için planlamanın yapılması çok mühimdir. Tabii burada zincirin her bir halkasının çok iyi izlenebilir olması lazımdır. Ne olup bittiğini bilmek çok önemlidir. Zincirde stratejik tedarikçilerin düşünülmesi, korunması ve desteklenmesi de çok büyük öneme sahiptir. Bazen fiyat avantajı olmasa bile tedarikçinin hayatta kalması için destek verilmelidir. Üretimin tekelleşmesine müsade edilmemelidir. Aksi takdirde her şey tepetaklak olabilir. Piyasanın talebe cevap vermemesi durumunda ana üreticinin kendisinin bazı stratejik firmaları kurması, hatta ham madde üretmesi gerekebilir. Çünkü içinde bulunduğumuz ortamda her an sürpriz gelişmeler olabilmekte, işleyişin olağan akışı içerisinde devam etmesi mümkün olmamaktadır. Bu yüzden detaylı düşünmek, ileriye yönelik planlamalar yapmak, kısa, orta ve uzun vadeye uygun projeksiyonlar yapmak çok önemlidir. Günü kurtararak üretim yapmak uzun vadede üretimi her an duracak hâle getirebilir. Üretimin istenilen miktarda, uzun yıllar, sürdürülebilir şekilde planlanması çok atik bir tedarik zinciri sisteminin kurulmasını gerektirmektedir. Yoksa piyasada uzun süre kalıcı olmak çok zordur. Rekabet hızla artmakta, bu acımasız rekabet ortamında hayatta kalabilmek için en iyi üretim, en hızlı üretim, en ucuz üretim yapılması gerekmektedir. Eğer tedarik zinciri çok iyi kurgulanmış, iyi bir risk yönetimi planlanmış ve dünyanın genel işleyişi de dikkate alınarak stratejik değerlendirmeler yapılmışsa başarı gelecektir. Aksi takdirde rekabet dışı kalmak an meselesidir.
Dünyada öne çıkan firmaların büyük çoğunluğu çok iyi bir tedarik zinciri kurmuştur. Minimum stokla işlerini maksimum verimlilikle sürdürebilmektedirler. Bunun anlamı tüm kurgu planlandığı gibi işleyecek demektir. Aksaklık olduğu durumda nasıl müdahale edileceği çok açıktır. Riskler kurgulanmış, risklerin nasıl aşılacağı ile ilgili şirket bünyesinde hazırlıklar yapılmış, bilinç arttırılmıştır. Risk yönetimi sayesinde alternatif planlar devreye alınabilmektedir. Bu anlamda da çalışanların gerekli eğitimleri almış olması gerekmektedir. Tabii çok şeffaf ve yalın bir üretim anlayışı zaruridir. Çalışanların maksimum katılımı işleri kolaylaştıracak, problemler sorun çıkmadan kolayca yönetilebilecektir. Duyarlılık her zaman olmalı ve sistem ona göre kurgulanmalıdır.
Tedarik zinciri bir bütün olup, sağlıklı işlemesi için müşteri ilişkileri yani iletişim çok mühimdir. Ana yüklenici ile alt yükleniciler, bütün tedarikçiler; birlikte çalışma, birlikte yönetme, birlikte kazanma bilincinde olmalıdırlar. Müşteri ilişkilerinde eleştirel yaklaşımdan daha ziyade aktif, sabırlı, anlayışlı, yapıcı yaklaşımlar ön plana çıkmalıdır. Özellikle etik ve uyum gibi konularda tedarik zincirini yakından takip ederek denetimler gerçekleştirilmelidir. Görüşmeler zamanında aksatılmadan yapılmalıdır. Firmalar tarafından çevre, sosyal ve yönetim kategorilerinde ölçümler yapılarak riskler ve ihtiyaçlar çok iyi belirlenmeli, varsa gri alanlar ortadan kaldırılmalıdır. Böylece tedarik zinciri sorunsuz işleyecektir. Gelecekte tedarik zincirindeki riskleri iyi yönetenler daha etkin ve söz sahibi olacaktır.
Yazarın Diğer Yazıları
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.