“Aerodinamik rüzgâr tüneli havacılık endüstrisinin en önemli ihtiyaçlarından biridir. Yeni bir uçak meydana getirmek için avan – proje hesapları ikmal edildikten sonra imalâta başlamadan önce uçağın aerodinamik vasıflarını, uçuşta üzerine gelen aerodinamik kuvvetleri ve uçağın dengesini bilmek lâzımdır. İşte bunlar uçağın küçültülmüş bir modelini bu tünele izafî bir rüzgâra maruz bırakarak tayin ve tetkik edilir.”
(THK 1946 İzmir Fuarı Broşürü).
“… Ankara Rüzgâr Tüneli (ART), düşük ses altı hızlarda çalışan, kapalı devre, yatay döngülü, atmosferik kapalı test odasına sahip bir rüzgâr tünelidir. Test odası genişliği 3,05 m, yüksekliği 2,44 m, uzunluğu 6,10 m’dir. Tünel döngüsü betonarme olup test odası ahşaptır. Test odası içinde 90 m/s (324 km/saat) hıza ulaşılmaktadır. ART ’de deneyi yapılacak cismin kendisi veya ölçekli modeli deneyin yapıldığı test odasına monte edilir, 324 km/saat hıza kadar istenen hızda rüzgâr verilir, model istenen açıya getirilir, dış balans veya iç balans sistemleri ile kuvvet ölçüm veya akımın incelenmesi için değişik tekniklerle akım görüntüleme testleri yapılır…”
(H. Nadir Bıyıkoğlu, Türk Havacılık Sanayi, Savunma Sanayi Müsteşarlığı Yayınları, Ankara, 1991).
Cumhuriyetimizin ilk yıllarında havacılık alanında önemli adımlar atıldı. Türk Hava Kurumu (THK) kuruldu. Vecihi Hürkuş, Selahattin Reşit Alan, Nuri Demirağ’ın önemli atılımları oldu. Kayseri’de önce TOMTAŞ sonrasında Kayseri Uçak Fabrikası kuruldu. 1940’lı yıllarda ise Ankara’da THK Etimesgut Uçak Fabrikası ve THK Gazi Uçak Motor Fabrikası açılmıştı. Yeni Cumhuriyet havacılık alanında önemli adımlar atmıştı. Bu önemli adımlardan bir tanesi de Ankara Rüzgâr Tüneli (ART)’dir. Rüzgâr tüneli; hava gibi hareketli bir gaz içinde bulunan katı cisimlere gazın uyguladığı etkinin incelenmesi, araştırılması ve yorumlanması için tasarlanmış ve üretilmiş, içindeki havanın hareket ettirildiği ve hızının ayarlanabildiği tünellere denir. Uçak tasarımında çok büyük öneme sahiptir. Ankara’nın Beşevler semtinde kurulu ART’nin yapımına 1941 yılında karar verilmesine rağmen inşaatına 1946 yılında başlanmış ve 1950 yılında inşaat tamamlanarak tünel kısmen işler hâle gelmiştir. ART’nin özelliği düşük ses altı hızlarda çalışan, kapalı devre, yatay döngülü, atmosferik ve kapalı test odasına sahip bir rüzgâr tüneli olmasıdır. 750 kW’lık motor ve 5,18 m çaplı 4 kanatlı pervane sayesinde test kesitinde 90 m/s hızında hava akışı oluşurken, bir saniyede yaklaşık 670 hava kütlesi hareket ettirilmektedir. Rüzgâr tüneli testleri, uçuş testleri ve hesaplamalı akışkanlar dinamiği havacılık sektöründe hava aracının geliştirilmesi sürecinde birbirlerini tamamlamaktadır. Hesaplamalı akışkanlar dinamiği tamamen bilgisayar ortamında gerçekleştirilen simülasyonlardır. Uçuş testlerinde hava durağan iken hava aracı hareketli, rüzgâr tünelinde ise hava aracı durağanken hava hareketlidir. Hava aracının hava akışı ile olan etkileşimi açısından bu iki temel prensip arasında bir fark bulunmamaktadır. Kısa sürede gerekli aerodinamik verilerinin kontrollü bir test ortamında elde edilmesinden dolayı rüzgâr tünelleri sık kullanılan altyapılardır. Eğer havacılık alanında etkin olmak isteniyorsa bu altyapılara mutlaka sahip olunmalıdır. Rüzgâr tüneli, önceden belirlenmiş şartlarda uçak, füze, motor ve roketlerin test edildiği ortamdır. Yerde havadaki şartlar sağlanarak modele etki eden aerodinamik kuvvetler ölçülür ve benzetim kuramlar vasıtasıyla gerçek hava aracı ile simülasyon yapılır. Rüzgâr tünelinde genelde hava hızı ve hava basıncı ayarlanır, bazı tünellerde aynı zamanda sıcaklık da ayarlanabilir. Bir rüzgâr tüneli genellikle, test ettikleri modelin üzerinden akması için büyük bir fan tarafından rüzgârın üretildiği bir tüpe sahiptir. Rüzgâr tüneline model sabitlenir, tünelin test bölümüne yerleştirilir ve modele etki eden aerodinamik kuvvetler, genellikle model içerisindeki ölçüm sistemleri vasıtasıyla ölçülmektedir.
Ülkemizde 1940’lı yıllar havacılığın yeniden ele alındığı bir dönem olmuştur. Havacılık alanında yeterli uzman personel bulunabilmesi için üniversitelerde havacılık bölümü açılması tartışılmıştır. Dönemin Başbakanı Şükrü Saraçoğlu, THK Başkanı Şükrü Koçak ve Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel gündemdeki konuları değerlendirerek ortak bir çözüm bulunması için bazı kararlar almışlardır. Bu karar doğrultusunda Ankara Rüzgâr Tüneli (ART)’nin Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) tarafından kurulması kararlaştırılmıştır. 1941 yılında Etimesgut’ta THK Uçak Fabrikası kurulurken İsviçre’den teknoloji alınarak hava tüneli kurulması için yapılan temaslar olumsuz sonuçlanınca İngiliz “Holst” firması ile görüşmelere başlanmıştır. Söz konusu firma ile 19 Eylül 1944 tarihinde bir sözleşme yapılarak gerekli teçhizatlar alınmıştır. 1946 yılında İzmir Fuarına ilk kez katılım sağlanarak THK Etimesgut Uçak Fabrikasında üretilen uçak ve planör örnekleri, kullanılan yerli ağaçlar ve kimya maddeleri teşhir edilerek açıklamalar yapılmıştır. Ayrıca fuarda THK Gazi Motor Fabrikasında üretilecek motorlardan birer adet örnek ile kurulmakta olan Ankara Rüzgâr Tüneli’nin 1/40 oranında maketi de sergilenmiştir.
ART’nin inşaatı 1946 yılında tünel içerisindeki ekipmanların montajına da 1949 yılında başlamıştır. Tünelin tamamen kurulumu ise 1950 yılında tamamlanmıştır. 1952 yılında THK Uçak ve Motor Fabrikaları, Makina Kimya Endüstrisi Kurumuna (MKEK) devredilince, tesis İstanbul Teknik Üniversitesine (İTÜ) bağlanmayı talep etmiş ancak İTÜ pratik olmadığı gerekçesiyle bunu kabul etmemiştir. Tesis, 12 Ocak 1956’da Genelkurmay İlmi İstişare ve Geliştirme Kuruluna (AR-GE) devredilmiş, daha sonra ART’nin Orta Doğu Teknik Üniversitesine (ODTÜ) devredilmesi için uğraşılmış fakat bu çabalar sonuç vermemiştir. Tünel, 1956 yılından sonra herhangi bir işlerlik kazanamayıp atıl durumda kalmıştır. Fabrikalar 1950’li yıllarda birer birer kapanınca bu tünele ihtiyaç fiilen bitmişti. Fabrikalar kapatılmasaydı tünel doğal olarak işlerliğini sürdürecek ve zaman içerisinde de gelişimini devam ettirecekti. Bu tür altyapıların gelişmesi kullanımının artmasıyla sağlanabilir. Bir tesis kullanılmadığı zaman hem gelişim durur hem de çok büyük umutlarla kurulan bu tesis atıl hale gelip yavaş yavaş yok olmaya mahkûm olur. Uzun bir aradan sonra tünel, 1972 yılında Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumuna (TÜBİTAK) bağlı Güdümlü Araçlar Teknolojisi ve Ölçme Merkezi (GATÖM) kurulunca buraya devredilmiştir. GATÖM; 1983 yılında Balistik Araştırma Enstitüsü (BAE), 1988 yılında ise Savunma Sanayii Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü (SAGE) adını almıştır. Tünel, 1993 yılında TÜBİTAK SAGE’ye devredilmiştir. Ayrıca 2000 yılında ART düşük hızlı rüzgâr tünellerinin tasarımı, işletimi, bakımı ve fiziksel ölçüm ile enstrümantasyonu gibi konular hakkındaki sorunların görüşülmesi ve fikir alışverişinde bulunulması amacıyla kurulmuş dünya çapında bir organizasyon olan Ses Altı Aerodinamik Test Derneği (Subsonic Aerodynamic Testing Association, SATA) üyeliğine hak kazanmıştır. ART’de havacılık başta olmak üzere otomotiv ve sivil uygulamalar gibi farklı kategorilerde çok sayıda test gerçekleştirilmiş ve gerçekleştirilmektedir. Uzun bir süre atıl kalan tünel, günümüzde tekrar canlanan havacılık faaliyetleri ile beraber aktif hâle gelmiştir. Bunun yanında yeni birçok küçük ve büyük ölçeklerde tüneller de kurulmuştur.
Sonuç olarak ülkemiz son yıllarda havacılık alanında önemli atılımlar yapmaktadır. Altyapısını hızla geliştirmektedir. Bu altyapı faaliyetlerinden en önemlilerinden birisi olan rüzgâr tünelleri mühendislik dünyasında test faaliyetlerinde çok kritik bir yere sahiptir. Özellikle tasarım ölçütlerinde rüzgâr yükleri ve rüzgâr akışının belirleyici olduğu birçok ürün, öncelikli olarak rüzgâr tünellerinde teste tabi tutularak hava etkileri araştırılıp tasarım bu veriler ışığında şekillendirilmektedir.
Yazarın Diğer Yazıları
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.