• Hakkımızda
  • İletişim
  • Uçuş Bilgileri
  • Fırsatlar
  • Künye
  • Gizlilik Politikası
16 Temmuz 2025
  • Ana Sayfa
  • Havacılık
  • Turizm
  • Seyahat
  • Savunma
  • Uzay
  • Özel Röportajlar
  • Teknoloji
  • Fırsatlar
  • Yazarlar
    • Cem Polatoğlu
    • Kaan Yıldızgöz
    • Güntay Şimşek
    • K. Hakan Çelikoğlu
  • ENGLISH
Sonuç yok
Tüm sonuçları görüntüle
  • Ana Sayfa
  • Havacılık
  • Turizm
  • Seyahat
  • Savunma
  • Uzay
  • Özel Röportajlar
  • Teknoloji
  • Fırsatlar
  • Yazarlar
    • Cem Polatoğlu
    • Kaan Yıldızgöz
    • Güntay Şimşek
    • K. Hakan Çelikoğlu
  • ENGLISH
Sonuç yok
Tüm sonuçları görüntüle
Sonuç yok
Tüm sonuçları görüntüle
Ana Sayfa Yazarlar Alper Eliçin

Türkiye’de yaşayanlara Kıbrıs Türklerini anlama rehberi-1

06-11-2020 16:07
0
KKTC’den karantina kararı
PaylaşPaylaşPaylaşPaylaşPaylaşPaylaş

Son cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra pek çok Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı arkadaşımdan mesajlar aldım ve telefon görüşmelerim oldu. Temas kurduklarım arasında sıradan vatandaş olarak tanımlayabileceğim pek çok kişi olduğu gibi, entellektüel düzeyi çok yüksek dostlarım da vardı. Temas kurduklarım içerisinde politik eğilimleri çok farklı kişiler bulunuyordu; sağcılar, solcular, dinciler, şövenist ırkçılar, liberaller …

Bir iki Atatürkçü sol aydın ve bazı liberaller dışında herkes beni Sn. Tatar’ın kazanması nedeniyle kutluyor izlenimi veriyordu. Genel kanı, KKTC’nin Rumlar’a azınlık olmak isteyen bir cumhurbaşkanından kurtulduğu yönündeydi. Geçen gün de 25 yıl öncesinde asistanlığımı yapan bir arkadaşım aynı bağlamda bir mesaj atınca, bir şeyler yazmak ihtiyacı hissettim.

KKTC, Türkiye’de çok iyi tanındığı zannedilen, ama hakkında çok az şey bilinen bir yerdir. Türkiye toplumunun Kıbrıs Türkleri’ne ilgi duyması 1950’li yılların ortasında başlamış olmakla birlikte asıl ilgi 1963 Kanlı Noel’in duyulmasıyla ortaya çıkmıştır. O iki gün, eli silahlı Rum çeteleri Türk köyleri ve mahallelerini basmış, katliamlar yapmış ve Türk halkını terörize etmiş, önemli bir bölümünü evlerini terk etmeye mecbur ederek göçmen durumuna düşürmüştü.

Hürriyet Gazetesi’nin yayınları da, Türkiye’de bu ilginin oluşması ve geniş halk kitlelerine yayılmasında öncülük etmiştir.

Ben de 1964’te, daha dokuz yaşındayken Kıbrıs’ın 7-8 şehrinin ismini ezberden sayabilir, haritada yerini gösterebilirdim. Her hafta bana verilen 225 kuruşluk harçlıktan 25 kuruşu da, Milliyet Gazetesi’nin başlatmış olduğu Millet Yapar kampanyası için, ilkokulda bağış olarak verilirdi. Bu paralarla ABD’nin bize vermediği çıkarma gemileri yerli olarak imal edilecek ve Kıbrıslı Türklerin yardımına gidilebilecekti. Ç209 bordo numaralı çıkarma gemisinin 1974 Temmuz’unda Çıkarma Plajı’na kapak atmış haldeki fotoğrafı gazetelerde yayınlandığında, kampanya kapsamında yapıldığını bildiğimden, çok duygulanmıştım.

Kıbrıs Türk toplumunda Atatürk sevgisine paralel olarak, çok yüksek düzeyde bir bayrak sevgisi vardır. Laikliğe büyük önem verirler. Aidiyetlerini, İngiliz yönetiminde ağırlıklı olarak bayrak sevgisi ile ayakta tutabilmişlerdir. Bu bağlamda, dini bağlılıklarını da ön plana çıkararak aidiyetlerini koruyan Balkan Türkleri’nden bir miktar ayrışırlar. İlk defa II.Selim’in 1578’de Ada’yı fethinden sonra Karaman, Konya gibi vilayetlerden, zanaatkarlıklarına göre seçilerek Ada’ya yollanmış, Türkmen/yörüklerin torunlarıdırlar. O nedenle hala biraz dik başlıdırlar. Yaşamlarına karışılmasından pek hoşlanmazlar.

Çıkarma öncesine kadar, Kıbrıs Türk halkı, gerek İngiliz yönetimi, gerekse Kıbrıs Cumhuriyeti döneminde Türkiye’den oldukça kopuk yaşamış. Ulaşım/iletişim sıkıntılarının yanına, fakirlik ve politik engellemeler de gelince Türkiye’yi uzaktan tanımakla yetinmişler. Tabii bazıları da Atatürk Türkiye’sine göç etmiş. Ancak, Ada’da kalanlar da anavatan olarak bilinen Türkiye’ye büyük sevgi ve saygı beslemişler. Atatürk devrimlerini kimsenin zorlaması olmadan benimsemişler, zar zor bulunan ve yıllarca kullanılmaktan yıpranmış ders kitaplarıyla baskılar altında Türkçe müfredatı uygulamış, kendi öğretmenlerini yetiştirmişler. 1953 yılında Dumlupınar denizaltısı battığında, o fakirlik içerisinde, Türkiye’den habersiz para toplayıp, yeni denizaltı alınması için Türkiye’ye yollamışlar. Hatta giden kişi Ankara’da bir süre parayı teslim edecek bir muhatap aramış.

1950’li yılların sonlarında EOKA’nın Ada’yı Yunanistan’a bağlamak için sürdürdüğü mücadelenin sonunda Türkleri de hedef alacağını gören Kıbrıs Türkleri, Türk Mücahit Teşkilatı’nı (TMT) kurmuştur. Türkiye’nin Kıbrıs’taki Türklerle pek ilgilenmediği günlerde, Kıbrıs’tan ayrılan bir ufak motorun içerisindeki üç gencin, 50 milden fazla yol katederek Anamur’a gelip, kendilerini Rumlar’a karşı savunmak için askerden silah istemesi olayı da unutulmamalıdır. Bir gece Anamur’da misafir edilen bu gençler Ankara’dan gelen izin sonucu teknelerine silah ve mühimmat yükleyip, gece karanlığında devriye gezen İngiliz gemilerinin arasından geçerek Kıbrıs’a dönmesi Türkiye’de yaşayanlar tarafından pek bilinmez. Bu seferlerin tekrarında denizde verilen şehitlerden de haberleri olmamıştır.

1960 Londra ve Zürih antlaşmaları imzalanıp Kıbrıs’a 1872’den sonra ilk defa Türk askeri çıkınca, muazzam bir sevinç oluşmuş. Önceleri, daha kalabalık olan Yunan kuvvetleriyle yan yana iki kışlada konaklayan Türk kuvvetleri, EOKA-B’nin Türklere karşı saldırıları başlayıp olaylar alevlenince, Türk nüfusun yerleşik olduğu Gönyeli kasabasına taşınmış. Bunun sonucunda halkın arasında daha sık görülen Türk askerleriyle Kıbrıslı Türkler arasında evlilikler başlamış. Adeta bir Türk subayla evlenmek prestij haline gelmiş.

Kıbrıs Cumhuriyeti döneminde Kıbrıslı Türkler Türkiye’ye üniversitelerde okumaya da gelmişler. Kıbrıslı Türklerin Çanakkalesi olarak adlandırabileceğimiz 1964 Erenköy direnişine o bölgedeki Türk halkıyla birlikte destek veren yüzlerce Türk öğrenci, ağırlıklı olarak Türkiye’de eğitim gören bu gençlerden oluşuyordu.

1974 Barış Harekatı’na dağlarda ve köy ve kasabaların mahalle ve sokaklarında, Türk askeri gelene kadar direnen, Ada’ya inen ve denizden çıkan birliklere öncülük yapan mücahitleri ve onlara destek veren tüm halk katmanlarıyla Kıbrıs Türk halkının bu özelliklerini Türkiye’de yaşayanlar hiç bir zaman unutmamalıdırlar.

O günlerden bugüne kadar geçen yarım asırda, gerek Türkiye’de, gerekse Kıbrıs’ta önemli değişimler oldu. Buna parallel olarak, Kıbrıs Türk Toplumu’nun Türkiye ile olan ilişkisi de 1974’ten sonra yavaş yavaş değişmeye başladı. Bunun çeşitli nedenleri vardır. Bir tanesi, Kıbrıs Türk Toplumu’nun Türkiye’ye uzaktan duyduğu hayranlığın, gerçeklerle yüzleşmeye başlayınca kısmi hayal kırıklığına dönüşmesidir.

Savaş geçirmiş ve nihai statüsü belirlenmemiş bu topraklarda askerin yönetime müdahalesi doğal olarak fazla olmuştur. Özellikle 1980 darbesi döneminin Ada’ya olumsuz yansımaları unutulmamalıdır. Adaya gelen kolordu mensuplarının aile bireyleri başta olmak üzere alışverişe gelenlerin, çarşı pazarda pazarlık yaparken, sizi biz kurtardık anlamında kullandıkları sözler çok kırıcı bulunmuştur. Yine aynı dönemlerde Türkiye’den adaya göçmen olarak gönderilen nüfusta yapılan dikkatsizlikler işin tadını iyice kaçırmıştır.

Sosyolojik olarak iyice incelenmeden yapılan bu nüfus aktarımı ile Anadolu’nun bazı kötü alışkanlıkları da gelmiştir. Mesela aralarında kan davası olan iki köyün nüfusunun aktarılması sonucu kan davasının Kıbrıs’a taşındığı anlatılır. Eskiden kapılarını kilitlemeyen toplumun, hırsızlık ve ırza geçme olaylarına maruz kalması TC vatandaşlarına yönelik ciddi antipati yaratmıştır. Yüz yılı aşan bir süre Anadolu’dan ayrı kalmış bir topluma, birden farklı kültürel alışkanlıkları olan bir gurubun gelmesinin rahatsızlıkları halen kısmen de olsa devam etmektedir. Bu kişiler o nedenle Kıbrıslı Türkler tarafından kısmen ayrımcılığa uğrayabilmektedirler. Ayrıca Türkiye’den çalışmak üzere gelen on binlerce TC vatandaşı da, aynı Anadolu’dan İstanbul, Ankara; İzmir gibi büyük kentlere Anadolu’dan gelen göçmenlere benzer bir durumdadır.

Benim gençliğimde İstanbul’a gelenler, İstanbulluları örnek alır ve bir iki nesil içinde onların kültürünü benimseyerek İstanbullu olurlardı. Ancak, daha sonra gelenler yoğun göç nedeniyle bu uyum gösterme motivasyonlarını kaybetmiş ve kendi yaşadığı bölgenin kültürünü İstanbul’a taşımaya başlamış, eski İstanbulluların yaşadığı kültürel ortamdan uzaklaşmışlardır. Kemal Sunal ve Şener Şen’in filmlerinde uyum sağlama çabası ön plana çıkarken, Şahan Gökbakan’ın Recep İvedik filmlerinde ise İstanbul’u kendine uydurma çabası çok güzel anlatılır.

Kıbrıs’ta da Anadolu’dan gelen büyük ve hızlı göç de aynı sonucu doğurmuştur. Kıbrıs’a yerleşen Türkiye göçmenleri Ada’nın kültürüne, sosyolojik yapısına ayak uydurmaya çalışmamakta, istese de ortam bulamamaktadır. Artık KKTC’de yaşayan Türkiye kökenli KKTC vatandaşları ve Türkiye’den çalışmak için gelen TC vatandaşlarının nüfusu, ataları Kıbrıs’ta doğmuş olan nüfustan fazladır. Bu durumu, en az son üç neslinin İstanbullu olduğu benim gibi kişilerin, artık İstanbul nüfusunun %5’ini oluşturmasına benzetmek mümkün. Ancak Türkiye Kıbrıs’taki bu sosyolojik sorunu önemsemediğinden, Ada’da tepki yaratmaktadır.

Türkiye’nin Kıbrıslı Türkler’e gerekli refahı sağlayamaması, balık tutmak yerine sürekli balık vermesi, üstüne üstlük son zamanlarda bazı siyasilerin Kıbrıs Türklerine hitaben ‘besleme toplum’ kavramını kullanması çok incitici olmuştur.

Tabii, uluslararası ilişkilerde ilerleme kaydedilememesi de, hem Türkiye’nin, hem de Kıbrıs Türk Toplumu’nun elini zorlaştırmıştır. Kıbrıs Türkleri’ne uygulanan izolasyon, yaşamı iyice güçleştirmiştir. Yurtdışına seyahat etmek için, ya tüm Kıbrıs’ı temsil ettiği uluslararası camiada kabul gören Güney’in pasaportuna, ya da TC pasaportuna ihtiyaç vardır. Üretilen hiçbir ürünün yurtdışına satılamaması, sanayide ekonomik büyüklüğe ulaşılmasını engellemektedir. Liman ve havalimanından Türkiye dışında hiç bir ülkeye direk bağlantı kurulamamaktadır. Bu, turizm olanaklarını ciddi şekilde kısıtlamaktadır. Spor ambargosu vardır. Öyle ki, Fenerbahçe-Galatasaray gidip Lefkoşa Atatürk stadında maç yapamamaktadır.

Ayrıca mülkiyet sorunu da vardır. Güneyden kuzeye göç eden Türkler ve Türkiye’den gelenler, tapusu Rumlara ait olan emlak üzerinde oturmaktadır. Bu gayrimenkullerin statüsü 46 yılda çözümlenememiştir. Bu da ekonominin gelişmesini engellemektedir. Ülkede üç çeşit tapu vardır: Rum malı, Türk malı, Rum malı  olup Güney’deki malı karşılığı tahsis edilen ‘eşdeğer’ tapu. O nedenle yan yana iki evin/arsanın fiyatı değişebilmektedir.

Devamı yarın…

 

Yazarın Diğer Yazıları

Çalışkan, yurtsever insanların ülkesi Vietnam – Bölüm: 1 Hanoi

Bir Schengen vizesi hikayesi

İran’dan kaçış

İkinci bir Notre Dame katedralini keşfim

Bir dosta veda

Strasbourg’da beş saat

Dedem TKP’nin Genel Sekreteri miydi?

Luang Prabang’a Bir Seyahat

İsviçre’de Bir Mahalle Bakkalı…

Bern Üniversitesi

Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.

Bildirimleri kapat
Önceki yazı

İstanbul Havalimanı otoparkı yüzde 50 indirimli olacak

Sonraki yazı

Aselsan, NATO’da kazanan 3 şirketten biri oldu!

İlgiliYazılar

KKTC fiberle dünyaya entegre olacak!

KKTC fiberle dünyaya entegre olacak!

13/07/2025
Fas, F-35 satın almayı düşünüyor

İsrail’den ABD’ye F-35 uyarısı: Türkiye’ye vermeyin!

12/07/2025
Gözler KKTC’de büyükelçiyi aradı!

Gözler KKTC’de büyükelçiyi aradı!

09/07/2025
“Türkiye’ye Eurofighter satışında süreç olumlu ilerliyor”

“Türkiye’ye Eurofighter satışında süreç olumlu ilerliyor”

09/07/2025
Sonraki yazı
ASELSAN büyümede dünya birincisi oldu

Aselsan, NATO'da kazanan 3 şirketten biri oldu!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

SÜRMANŞET

TAV Technologies dünyanın en büyük 10 lideri arasında

TAV Technologies dünyanın en büyük 10 lideri arasında

14/07/2025
Avrupa’da dengeler değişti: Rheinmetall, Volkswagen’i geçti!

Yılın ilk yarısında hangi savunma ve havacılık hisseleri kazandırdı?

13/07/2025
Air India kazasında üç kritik şüphe

Air India kazasında gerçek ortaya çıktı: Yakıt kesilmiş!

12/07/2025
TAP siparişleri erteledi, uçak satmak istiyor

TAP satışı yeniden başladı: Hedef yüzde 49,9

11/07/2025

Öne Çıkanlar

Rusya’da tehlikeli yakınlaşma: Çin uçakları 120 metreye indi

Rusya’da tehlikeli yakınlaşma: Çin uçakları 120 metreye indi

16/07/2025
Rekor astronot Whitson’la 3 ülke uzaydan döndü!

Rekor astronot Whitson’la 3 ülke uzaydan döndü!

16/07/2025
Air India kazasında gerçek ortaya çıktı: Yakıt kesilmiş!

Air India kazasında tartışma büyüyor

15/07/2025
Aeroflot’un cıvatası kaybolmuş

Rus havacılık şirketleri zorlu süreçten geçiyor

15/07/2025
Havacılık, Savunma, Uzay ve Teknoloji Haberleri

Haber.aero haber içerikleri (fotoğraf, yazı, video) kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, içeriklerin tamamı kullanılamaz.  Kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.

  • Künye
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Uçuş Bilgileri
  • Gizlilik Politikası

Copyright ©️ 2021- Tüm haklar saklıdır. HTS İletişim A.Ş. Türkiye'nin Havacılık, Turizm ve Savunma Sitesi

Sonuç yok
Tüm sonuçları görüntüle
  • Ana Sayfa
  • İletişim
  • Hakkımızda
  • Havacılık
  • Turizm
  • Seyahat
  • Savunma
  • Uzay
  • Özel Röportajlar
  • Teknoloji
  • Yazarlar
    • Cem Polatoğlu
    • Güntay Şimşek
    • K. Hakan Çelikoğlu
    • Kaan Yıldızgöz
    • Alper Eliçin
    • Av. Görkem Gökçe
    • Prof. Dr. Fahrettin Öztürk
    • Editör
    • Bir Görüş
  • English
  • Fırsatlar
  • Gizlilik Politikası
  • Künye

Copyright ©️ 2021- Tüm haklar saklıdır. HTS İletişim A.Ş. Türkiye'nin Havacılık, Turizm ve Savunma Sitesi

Welcome Back!

Login to your account below

Forgotten Password?

Create New Account!

Fill the forms bellow to register

All fields are required. Log In

Retrieve your password

Please enter your username or email address to reset your password.

Log In

Add New Playlist