“Savaşan Şahin” olarak anılan F-16 savaş uçaklarının kadın pilotlarından biri, Bandırma’daki 161. Filo’da görev yapıyor. Türk kadınının gücünü semalara taşıyan pilot yüzbaşı, F-16 ile uçmanın kendisi için tutku olduğunu belirtiyor.
Çok amaçlı, tek jet motorlu savaş uçağı olarak tanımlanan Türk Hava Kuvvetleri bünyesindeki F-16, “Fighting Falcon”, diğer adıyla “Savaşan Şahin”, Türkiye’nin gökyüzündeki en vurucu gücünü oluşturuyor.
Terörle mücadelede etkin şekilde görev alan F-16’lar, 7 yılı aşkın zorlu eğitim süreci ile psikolojik ve fiziksel testleri başarıyla tamamlayan kadın savaş pilotlarının da kumandasında göklere yükseliyor.
Bandırma 6. Ana Jet Üs Komutanlığındaki 161. Filo’da görev yapan kadın Yüzbaşı, Hava Harp Okulunda başlayıp Savaşan Şahin’e uzanan hikayesini AA muhabirine anlattı.
“Babam arabasını vermezken devletimiz uçak verdi”
Yaklaşık 5 yıldır uçtuğunu dile getiren filonun tek kadın pilotu, çocukluğundan itibaren adrenalin ve heyecanı çok sevdiğini, lise yıllarına geldiğinde pilot olmaya karar verdiğini söyledi.
“Liseyi Balıkesir’de okudum, orada bir F-16 üssü var. Bir nevi jet sesiyle büyüdüm, uçakları her gördüğümde çok heyecanlanıyordum. Beni bu mesleğe çeken de bu oldu.” diyen Yüzbaşı, Hava Harp Okuluna girmek için katıldığı mülakatların uçuş eğitimiyle ilgili aşamasının ise dönüm noktası olduğunu vurguladı.
Bu mülakatlarda devletin başlangıç eğitim uçağıyla 7 sorti yapılmasının istendiğini anlatan filonun kadın pilotu, “Bu benim havacılığa aşık olduğum andı. Babam bana kendi arabasını vermezken devletimiz bir uçak verdi. Harp Okuluna girmeden uçmanın ne demek olduğunu görebildim ve bundan çok etkilendim.” diye konuştu.
“Unutamadığım an, ilk yalnız uçuşum”
Kadın savaş pilotu, özellikle adrenalin tutkusu sebebiyle F-16’ların kendisi için bambaşka bir anlam taşıdığını ifade etti.
Her pilot için ilk yalnız uçuşun unutulmaz olduğuna dikkati çeken Yüzbaşı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“F-16 ile bütün uçuşlarım çok özel, her seferinde çok gurur duyarak uçuyorum. Ancak tüm pilotlar için ilk yalnız uçuş unutulmazdır. Benim de ilk yalnız uçuşum Çiğli’de SF260D uçağıyla oldu. Bu, 2 pilotun yan yana oturduğu ama tek kişi de uçulabilen bir uçak. İlk uçuşumda kalktıktan sonra yan koltuğuma bakıp ‘Gerçekten yalnız uçuyorum.’ diye düşünmüştüm. Çok mutlu, gururlu hissettiğim, unutamadığım bir andı.”
Yüzbaşı, uçmaya olan sevgisini “Uçmak benim için bir tutku. Kendimi gerçekten ‘ben’ olarak, özgüvenli ve özgür hissettiğim, mutlu olduğum bir eylem. F-16 ise uçmak istediğim tek uçak.” sözleriyle dile getirdi.
“Nizamiyeden girdiğim anda evi dışarıda bırakıyorum”
Savaş pilotluğunun ciddi disiplin, çalışma ve fedakarlık gerektirdiğine işaret eden F-16 pilotu, mesleki zorluk açısından kadın ve erkek ayrımının söz konusu olmadığını, tüm meslektaşlarıyla aynı derecede zorluk yaşadığını vurguladı.
Yüzbaşı, “Evliyim, eşimle güzel bir hayatımız var. Ancak nizamiyeden girdiğim anda evi dışarıda bırakıyorum. Çünkü yüksek konsantrasyon, tam performans gerektiren bir iş yapıyoruz. Uçuşa da bu şekilde gitmemiz gerekiyor.” ifadelerini kullandı.
“Sabiha Gökçen’in izinden gidiyorum”
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi kızı, dünyadaki ilk kadın savaş pilotu Sabiha Gökçen’in izinden gittiğini belirten Yüzbaşı, “Ben de gelecek nesle iyi bir örnek olabilmek için elimden geleni yapıyorum, bunun için çalışıyorum. Vatanımız, milletin tüm bireyleriyle, kadınıyla, erkeğiyle daha ileriye gidecek. Türk kadını, Türk erkeği, birlikte vatanını yüceltmeye devam ediyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Yüzbaşı, pilot olma hayali kuran genç hemcinsleri için de şu tavsiyelerde bulundu:
“Her şeyden önce içlerindeki gücün farkına varmalılar. Fakat tek başına istemek yeterli değil, mutlaka çok çalışmalılar. Hayatları boyunca elbette başarısızlıkları da olacak ama asla vazgeçmemek önemli. Mutlaka çalışsınlar, inansınlar ve dilerim başardıkları zaman beni de hatırlasınlar.”
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.