Lufthansa, Alman hükümeti ile 9 milyar Euro’luk yardım paketi konusunda görüşmeler yapıldığını doğruladı. Plana göre hükümetin şirketin hisselerinin yüzde 20’sini devralması öngörülüyor.
Yeni tip koronavirüs (Covid-19) salgını sonrasında yolculu uçuşların durması havayollarının ek kaynak ihtiyacına yol açtı. Dünyanın en büyük havayolları devletten kaynak arayışına girerken, Alman Lufthansa’nın iki aylık kaybı 800 milyon Euro’ya ulaştı.
Nisan ve mayıs aylarında, bir önceki yıl taşıdığı yolcu sayısının sadece yüzde 1’ine ulaşabilen Alman havayolunun 130 bin çalışanının 80 bini kısa çalışma ödeneğine başvurdu. Filosundaki 760 uçağın 700’ünü yerde bekleten Lufthansa ile Alman hükümeti arasında yardım konusundaki görüşmelerde sona gelinmiş durumda.
Devletin devralacağı hisse oranının kritik eşik olan yüzde 25’i aşıp aşmayacağı tartışma konusu olan görüşmelerle ilgili açıklama yapan Lufthansa, 9 milyar Euro’luk bir paket üzerinde görüşmelerin sürdüğünü duyurdu.
Açıklamada paketin 3 milyar Euro’luk bölümünün Alman kamu kalkınma bankası KfW kredisi şeklinde olacağı kaydedildi.
Görüşmeler kapsamında Alman hükümetinin koronavirüs salgınının ekonomiye etkisini azaltmayı hedefleyen ekonomik istikrar fonuna (WSF) şirketin yüzde 20’sinin ve yüzde 5 artı bir hisseye tekabül eden hisse senedine dönüştürülebilir tahvilin aktarılmasının planlandığı belirtildi.
Yüzde 25 neden kritik?
DW Türkçe’nin aktardığına göre, hisse senedine dönüştürülebilir tahvilin üçüncü bir tarafın şirketi devralması söz konusu olduğunda devreye gireceği ifade ediliyor. Yüzde 25 hissenin üstüne çıkılması, devletin şirketle ilgili önemli stratejik kararları bloke edebilmesi anlamına geliyor. Lufthansa teftiş kurulunun iki üyesinin de Alman Federal Hükümeti’nin onayıyla belirleneceği bildirildi.
Almanya Başbakanı Angela Merkel çarşamba günü Lufthansa’ya yönelik kurtarma paketi müzakerelerinde “kısa süre içinde” karara varılacağı mesajını vermişti.
Hükümette hisse tartışması
Haftalardır devam eden görüşmelerde devletin şirket yönetimindeki ağırlığının boyutu hükümet içinde tartışmalara yol açmıştı. Başbakan Merkel’in partisi Hristiyan Demokrat Birlik (CDU) devlet katılımının sessizce yapılmasından yana görüş bildirmiş ve aksi takdirde bunun “kısmi devletleştirme” anlamına geleceği uyarısı yapmıştı. Koalisyon ortağı Sosyal Demokrat Parti (SPD) ise devlet yardımları karşılığında hükümetin Lufthansa’da daha fazla söz sahibi olması gerektiğini savunuyordu.
Lufthansa CEO’su Carsten Spohr şirketin “haftadan haftaya, gündüz-gece saatte bir milyon Euro likidite rezervi” kaybettiğini söylemişti. Spohr, devletin şirket kararlarında büyük nüfuz sahibi olmasına sıcak bakmıyordu.
Ancak SPD’li Carsten Schneider Die Welt gazetesine bu ay başında yaptığı açıklamada “Devlet budala mı parayı versin ve hiç söz hakkı olmasın” ifadelerini kullanmıştı.
Lufthansa’nın açıklamasında sermaye artırımına olağanüstü genel kurulda karar verilmesi gerektiği belirtildi.
Lufthansa kurtarma planının devreye girebilmesi için şirketin yönetim ve teftiş kurulu ile Avrupa Komisyonu’nun planı onaylaması gerekiyor. Plan onaylanırsa 1997 yılından bu yana ilk kez devlet şirkette hisse sahibi olacak.
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.