Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, “Önümüzdeki en önemli karşılaşacağımız konu, F35’lerin mülkiyeti bize geçtiğinde, buraya geldiğinde toplam 100’den fazla uçağımız olacak. Onların bakım ve onarımları da 1’inci Hava Bakım Fabrika Müdürlüğünde gerçekleşecek” dedi.
“Şu anda gelecek vadeden bir tablo var. Biz de karınca kararınca çalışmak suretiyle, elimizden gelen katkıları sağlamak suretiyle çok daha ileri düzeylere götürüp rahat bir nefes alacağız. Önümüzdeki en önemli karşılaşacağımız konu, F35’lerin mülkiyeti bize geçtiğinde, buraya geldiğinde toplam 100’den fazla uçağımız olacak. Onların bakım ve onarımları da 1’inci Hava Bakım Fabrika Müdürlüğünde gerçekleşecek. Bununla ilgili çalışmalarımız da sürüyor. Bugüne kadar bütün fabrikalarımızda çok güzel işler yapıldı. Bunlardan çok daha iyisi yapılacak. Eksiklerimizi gidereceğiz, yanlışlarımızı düzelteceğiz, istişareye, tartışmaya, öneriye açık olacağız. Zaman kaybetmeden orta ve uzun vadede stratejilerimizi, planlarımızı ayakları yere basacak şekilde yapıp geleceğe emin adımlarla ilerlememiz lazım”.
“Mal ve hizmet üretiminde ihracat düşünülmelidir”
Akar, savunma sanayisinde yüksek teknolojili işler yapılması gerektiğine dikkati çekti.
Savunma sanayisinde mevcut potansiyelin kullanılması gerektiğine değinen Akar, “Özellikle savunma sanayi, sadece iç piyasaya dönük planları organize eder şekilde çalışırsa belli bir süre sonra tıkanıklıklara ve sıkıntılara sebep olacaktır. Savunma sanayisi, yüksek teknolojiye dayanmalıdır. Mal ve hizmet üretiminde ihracat düşünülmelidir. Yurt dışında müthiş bir ihtiyaç var. Bu ihtiyacı görüp dostumuz, müttefikimiz, kardeşlerimiz olan ülkeler var. Bunların da ciddi beklentileri ve talepleri var. Bunları da dikkate alarak bizim üretim organizasyonumuzu yapmamız gerekir.” ifadelerini kullandı.
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, savunma sanayisinde yerlilik ve millilik oranının artırılmasının önemine de vurgu yaptı.
Konuya ilişkin bazı sayısal bilgiler veren Akar, “2009’da savunma sanayi ve havacılık toplam cirosu 3 milyar dolarken, 2019’da 7 milyar doları aşıyor. İhracat başlangıçta 781 milyon dolarken, şimdi 2,5 milyar dolara yükseldi. 194 olan proje sayısı da 640’a ulaştı. Bunlar bizi tatmin edecek rakamlar değil ama gidişatın iyiye, vektörün ucunun yukarı doğru olduğunu gösteriyor. Biz buradan yılmadan, bıkmadan, azim ve kararlılıkla çalışmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
Yapılan çalışmaların sonunda, Ukrayna gibi bir ülkeye insansız hava aracı (İHA) ihraç edilebilecek duruma gelinmesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Akar, şunları kaydetti:
“MİLGEM, savunma sanayi tarihimizin en büyük ihracatını Pakistanlı kardeşlerimizle yaptığımız anlaşma çerçevesinde gerçekleştirdik. Dört gemiyle ilgili çalışmalar yoğun şekilde sürüyor. Umudumuz, dileğimiz bunun burada kalmayıp sadece gemiler değil, gemilerin değişik versiyonlarını da kullanarak bu çalışmaları sürdürmemiz gerekiyor. Tank konusundaki çalışmalar yoğun bir şekilde devam ediyor. Fırtına topçu sistemleri yine yoğun bir şekilde sürüyor. Atak’lar ile ilgili çok ciddi temasları, görüşmeleri var savunma sanayimizin. Hürkuş, en kısa zamanda başlangıç ve temel eğitim uçağı olarak bekliyoruz. Gökbey, genel maksat helikopterinin tanıtımı yapıldı, çalışmalar da umut verici şekilde devam ediyor. Seri üretimini bekliyoruz”.Akar, savunma sanayisinde etkin, yenilikçi olunmasının önemine de işaret etti.
Bu alanda ayakları yere basar şekilde ilerlemek gerektiğini anlatan Akar, Türkiye’nin çevresindeki istikrarsız coğrafyaya da dikkati çekti. Akar, “MSB bünyesindeki askeri fabrika, bakım onarım merkezlerinin modernize edilerek daha etkin ve tam kapasite faaliyet göstermesi için harekete geçtik. Milli Savunma Bakanlığı olarak gerekli çalışmaları yapıyoruz. Gerçekten dışarıya para ödeyerek yaptırdığımız işler var” değerlendirmesinde bulundu.
“Fenerbahçe’nin Real Madrid ile maç yapması gibi”
Akar, savunma sanayisi alanında kamu ve özel sektör işbirliğiyle önemli çalışmalar yapıldığını belirterek, şunları kaydetti:”Savunma sektörümüzdeki kuruluşlarımızdan en başta Aselsan, TAI, Roketsan, STM; bunların dünya devleriyle yarışmasını görmek de bizim için gerçekten büyük bir zevk oluyor. Fenerbahçe’nin Real Madrid ile maçı gibi bizim hoşumuza gidiyor. Fenerbahçe’ninki biraz zor kazanması da savunma sanayinin bu devlere karşı yürüttüğü bu mücadelede kazanma şansımız çok yüksek. Dolayısıyla Türkiye’nin küresel güç vizyonu çerçevesinde etkin, yerli ve yenilikçi bir yaklaşımla çok daha önemli başarılara çıkacağını, çıtayı her geçen gün daha da yükselttiğini, daha önce yapmak için uğraştığımız şeylerden artık zevk almamaya başladığımızı biliyoruz”.
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.