Koronavirüsün (Covid-19) de etkilediği balon uçuşları Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü (SHGM) tarafından 30 Nisan’a kadar ertelendi. Aralık ayının sonunda Çin’de başlayan Covid-19 vakasından sonra Kapadokya’daki balon uçuşlarında yüzde 40 düşüş yaşanmıştı.
Türkiye turizminin en önemli faaliyetlerinde balon uçuşlarını yerli ve milli balon üreticisi ve balon pilotu Halis Aydoğan’la konuştuk. Aydoğan’a koronavirüsün Kapadokya’yı nasıl etkilediği, dünyadaki balonculuk faaliyetlerini, yerli ve milli balonun hikayesini ve balonun geçmişini sorduk.
Aydoğan, “İlk başta bizi ciddiye almadılar. Türkiye küçük bir Pazar olması sebebiyle oralı olmadılar. Özellikle İngiliz firması pek ciddiye almadığını belirtti bize. Bu da bizi motive etti. İngilizler bizim balon yapımıyla ilgili gülerek, küçümseyerek baktıkları için, hedef olarak İngiltere’ye sattığımızda balonu o zaman amacımıza ulaşmış olacağız” dedi ve sözlerine şöyle devam etti:
Türkiye’de balonculuk ne zaman başladı?
Balonculuğa 1998’de aktif olarak başladım. Ama ilk balonla tanışmam lise yıllarında oldu. Kapadokya’da balonculuk 1991 yılında İsveçli bir pilot Lars Erik Moore ve İngiliz Kyli Kidner Tarafından başlatıldı. Balonculuk başlatıldı derken bunu ticari uçuşlar olarak altını çizmek istiyorum. 1987 yılında da Bilgi Ezel isimli THK pilotu ilk uçuşu gerçekleştiren pilot oldu. Ticari uçuşlar bu yabancı pilotlarla aktif olarak başlıyor. 1997 yılında hava oyunları olimpiyatları ülkemizde düzenlendiğinde balon Kapadokya’da düzenleniyor. Ve bir anda 40 ya da 50 balonu havada gördüğümüz düzen 1997 yaz ayında gerçekleşti.
Sosyal medya balona ilgiyi artırdı
1998 yılında da bahsettiğim yabancı pilot arkadaşların firması ve THK aktif olarak ticari uçuşlar gerçekleştirmekteydi. Bizde THK’yı kiralayarak o dönemde başlangıç yapmış olduk. 2010, 2011,2012 yıllarında sosyal medyanın etkisiyle beraber, inanılmaz hızlı bir yükseliş oluyor. Kapadokya kendi kendine inanılmaz bir şekilde kendini tanıtma şansına sahip olduğu için uçan sayısı her yıl artıyor. 2019 yılında Kapadokya’da 582 bin kişi balonla uçuş gerçekleştirdi. Bunu tüm dünyadaki balon uçuşlarına vurduğumuz zaman dünyadaki balon uçuşlarında yüzde 50’nin üzerinde bir rakam dünyada Kapadokya’da uçuyor. Havada aynı anda 3 bin kişi 150 balonla beraber bulunabiliyor. Havada 3 bin kişi varken yerde de özellikle sosyal medya fotoğrafı için 2 bin kişi takip ediyor.
Yılda 250 gün uçuş gerçekleştirilebiliyor
Kapadokya doğal görüntü olarak inanılmaz bir görüntüye sahip. Tüm dünyada uçuşlar bir noktadan kalkıp, yükselip, uçuş gerçekleştirip, inme şeklinde yapılıyor. Kapadokya’da ise vadilerin verdiği bir avantajla kalkışı yapıyoruz daha sonra vadilerin içerisine giriş yaparak alçak uçuş gerçekleştirebiliyoruz. Daha sonra tekrar balon yükseliyor ve başka bir vadinin içerisine giriyor. Dolayısıyla geniş bir alan ama bu geniş alanın içerisinde Peri Bacaları’yla beraber pilotlar doğal güzelliği yansıtmayı başarıyor. Yılda 250 gün uçuş ortalaması var meteorolojik açıdan. Mesela Türkiye’de 250’nin üzerinde balon var, Belçika’da 600’ün üzerinde balon var. Belçika’da yılda en fazla 60 gün uçuş yapılabiliyor, Türkiye’de ise 2019 yılında 220 gün uçuş gerçekleştiriliyor. Kapadokya’yı ziyarete gelen turistlerinde avantajı bir gün uçuş iptal olsa bile diğer gün uçma şansına sahip oluyor. 2-3 gün içerisinde mutlaka uçma şansı yakalayabiliyorlar.
Uçuşu rüzgâr belirliyor
İptal şartları balon için rüzgardır. Balonun iptal olasılığı kışın daha yüksek, yaz aylarında ise oldukça düşük durumda. Ayda 3 veya 4 gün olabiliyor. Sabah gün doğmadan önce başlıyor uçuşlar. Misafirler balonda güneşin doğuşunu görme fırsatı yakalıyor bu sayede. Yaklaşık 1 saatlik uçuşlar gerçekleştirilmekte. Kış aylarında gün doğumu 07:35’de gerçekleşiyor. Balon saat 07:15’te kalkıyor. Bu yazın ise gün doğumuna göre değişiyor. Mesela Ağustos’ta gün doğumu 05:45 civarında olduğu için uçuşlarda saat 05:00’da başlıyor.
Tüm dünyada gelende sabah erken saatlerde ve akşam gün batımında önce uçuşlar gerçekleştiriliyor. Çünkü rüzgârın en sakin olduğu dilimler bunlar. Gün içerisinde havada termikler oluşabiliyor. Balonlarda kumanda mekanizması yok bu sebepten termikler tehlike oluşturabiliyor.
Türkiye şartlarında güneş batmadan önce çok nadir uçuş yapılıyor. Geçen seneden örnek verirsek sadece 14 gün akşam uçuşu gerçekleştirebilmişiz. Kapadokya bir çanak şeklinde ve mikro kliması var. Özellikle Ürgüp, Avanos ve Uçhisar üçgeninde. Bu alan içerisinde hava şartları verimli olduğu için 100-150 balon uçabiliyor.
Bu işe rakip olarak başladığım İsveçli pilot Layce’la başladım ama ondan çok şey öğrendim ticari uçuşlarla ilgili. Havada 2 veya 3 balon uçtuğunda, hep balonların birbirine yakın uçmasını isterdi. Sebebi de: “ Müşteri havadan doğayı çekmek ister ama müşteri içerisinde bir balon olduğunda o fotoğrafı daha çok beğenir kendisini de koyduğu zaman bambaşka güzel bir fotoğraf olur” derdi. Dolayısıyla misafirlerimizde diğer balonların içerisinde olmak istiyorlar. Ve havadaki o 100 balonu görmek istiyorlar.
300 metrenin altında alçalamazsınız
Kapadokya’da mesküle mahal yerlerde 1000 feet uygulaması var yani “300 metrenin altına alçalamazsınız” şeklinde bir kuralımız bulunuyor. Ona pilot arkadaşlarımız ellerinden geldiği ladar riayet ediyorlar. Fakat o doğal güzellik içerisinde Göreme ve Uçhisar kasabasında sabahları ortalama 2 bin turist tüm otellerin teraslarında bu balonların görüntülerini seyrettiği için orada biraz ihlal edilebiliyor. ABD’de New Meksiko’da Albuguergue yılda 6 yüz balonun katıldığı Ekim2in ilk haftasında düzenlenen bir festival. Daha sonra Avrupa’da ikinci büyük olan Fransa’da düzenleniyor 4 yüz balon civarında. Diğer büyük olan da Meksika’da 2 yüz balonla Leon şehrinde gerçekleştiriliyor. Ama 4 veya 5 günlük programlar şeklinde oluyor. Tabii Kapadokya’daki uçuş sayısıyla kıyaslanamaz. Bu festivallerle de ilgili geçen yıl bir adım attık. 2019 yılında Kapadokya’nın ilk balon festivalini gerçekleştirdik. Umut ediyoruz ki bu 30 yıllık süreçte dünyada bir numara olduğumuz gibi Kapadokya hepsini geçecektir.
Balonla uçmanın fiyatı ne kadar?
2016 ve 2017 yılında ülkemizdeki mevcut turizm şartları biraz ağır olunca yerli misafirlerimiz için inanılmaz uygun fiyatlar düzenlendi. 150 TL’ye uçan firmalarımız vardı. Şu an 1 saatlik uçuş yaklaşık bin 200 TL. Burada ana konulardan bir tanesi aldığımız her ürün Türk Sivil Havacılığı’nda Euro veya Dolar bazında yurt dışından geliyor. Mevcut firmalar da almış oldukları balonları yurt dışından alıyorlar ve yine Euro bazlı alıyorlar. Mesela ben aldığım her hangi vidayı değiştiriyorum deyip değiştiremiyorsunuz. Dolayısıyla mevcut üretici firmadan ve sertifikalı olması gerekiyor. Bu durum da fiyatlara yansıyor. 16 kişilik bir balonun fiyatı 95 bin Euro civarında. Fakat bu yıl Asya’dan gelen turistlerin fazla olması ortaya çıkan koronavirüs nedeniyle bu sene yüzde 40 düşüş yaşandı, hatta uçuşlar 30 Nisan’a kadar ertelendi. Geçen yıl 90 civarında bolun havadayken bu yıl koronavirüs salgını başladığından 20 Mart’a kadar 40 civarında balon uçtu.
SHGM limit getirdi
Kapadokya’yı ziyaret edenlerin başında Çinliler geliyor. Kore’den çok sayıda ziyaretçi ağırlıyoruz. Latin Amerika’dan gelenler oluyor. Avrupa’dan ise fazla katılım söz konusu değil. Oradaki operatörlerde tur satışlarını durdurdular çünkü talep azdı. Yaşanan 1-2 tane olumsuz kazanın ardından Ulaştırma Bakanlığı Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü disiplin edilmeye başlandı. Ondan sonra balon firmaları için bir limit uygulanmaya başlandı. Tüm firmalar sabah ilk uçuşta 100 balon uçabilir diye bir limit koyuldu. O dönemde aktif 189 adet balon uçuyordu. Her firmada ne kadar balon varsa yarısı uçabilir kararı alındı. Mesela bir firmada 10 adet balon varsa 5 adedini uçurabilme limiti getirildi. Daha sonra mevcut firmalardan gelen talep sonrası ikinci uçuş için aynı firmalara hak olarak verildi. İkici uçuş ise ilk uçuştan yarım saat sonra gerçekleştiriliyor. Havanın durumuna göre. Bu bağlamda Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü tüm balon firmalarıyla beraber bir komisyon kurdu. Vakıf üniversitesi olan Kapadokya Üniversitesi tüm çalışmaların içinde yer aldı. Genel bir görüş birliği içerisinde çok güzel bir sistem kuruldu.
Yerli balon nasıl doğdu?
Yurt dışından İspanya’dan balon alıyordum. Avrupa’da 3 büyük üretici var. İspanya, İngiltere ve Çekya. İspanyol arkadaşlarla da oldukça samimiydik zaten. Vize başvurusunda bulundum balon almak için. Vize vermediler seyahat planımın gerçekçi olmadığını düşünerek. Orada “Ben bu balonu burada üretirim” diye esprili bir söylemim oldu. O şu an gerçeğe dönüştü. Oradan başlayan süreç. Mevcut görüşmelerimiz oldu. İlk başta bizi ciddiye almadılar. Türkiye küçük bir Pazar olması sebebiyle. Özellikle İngiliz firması pek ciddiye almadığını belirtti bize. Bu da bizi motive etti. Örneğin bir kumaş. Yurt dışında üretilen bir kumaş. Kumaşın özelliği nedir? Güneşe dayanıklı, 190 dereceye kadar sıcaklığı içinde koruyabiliyor, hava geçirmez. Bunu da Türkiye’de bir AR-GE çalışmamız var, burada üreteceğiz bu kumaşı. Bu kumaşı dünyada kaliteli olarak üreten üç ülke var. İngiltere, Avusturya ve Güney Afrika’da. Mevcut üreticiler benim ciddi üretici olacağımı öğrenince, bu firmalara Türkiye’ye kumaş satmayın özellikle Halis’e satmayın diye baskı yaptılar. Önce olumsuz görüşler almıştık. Sonrasında iki firma da el değiştirdi. Şu an hem bize yardımcı oluyorlar hem de onların ana alıcılarından biriyiz.
Balonun yapımı nasıl gerçekleşiyor?
Balonun 3 ana öğesi var. Kubbe, kumaştan oluşan kısım, ateşleyici ve yolcuları taşıdığımız sepetimiz var. En önemli bölüm kumaş oluyor çünkü neredeyse balonun yüzde 80’lik kısmını oluşturuyor. 2016 yılında bir proje olarak başladık. Bu projeye başlamadan önce medya veya televizyonlarda biz üreteceğiz diye çıkmak istemedik. Neden çünkü hava aracı üretmek ciddi bir şey. Sertifikasyon süreci inanılmaz zor. Çok ciddi sertifika süreci olduğu için eğitim çalışmalarımız oldu. Daha sonra yurt dışından ağırladığımız eğitmenlerimizle birlikte balon kumaşının dikimiyle ilgili eğitimler aldık. Burnerla ilgili çizim eğitimleri aldık. Daha sonrada Türk Sivil Havacılığı ile görüşmelerimizi gerçekleştirip 2018’de ilk görüşmemiz sonrasında başvurumuzu gerçekleştirdik. Bu süreçte de Türkiye’nin tasarım organizasyonu olarak üçüncü firması olduk. Bu Pasha olarak ayrı bir gururdur bizim için. Türk Hava Yolları, TUSAŞ üçüncü de bizim Pasha.
İlk yerli ve milli balon Haziran’da tamamlandı
İlk balonu bu yaz haziran ayında tamamladık. Haziran ayından Ekim ayına kadar uçuramadık. Hiçbir sigorta şirketi test uçuşu için balonlarımızı sigortalamadı. Yabancı sigorta şirketlerinin hepsi. Daha sonra yine SHGM müdürümüz ve personelimizin desteğiyle sigorta şirketlerine anlatıldı fakat yabancı sigorta şirketlerinin hepsi olumsuz yaklaştılar. Orada da yerli sigorta şirketimiz Anadolu Sigorta önemli bir sorumluluk alaraktan tamamıyla test uçuşlarımızın hepsini yaptık. Ekim ayında test uçuşlarımızı gerçekleştirdik. Test uçuşumuz boyunca tüm sivil havacılık sertifikasyon ekibi bizle beraber testleri yönettiler. Hava aracındaki belirlenmiş olan testlerin hepsi uygulandı. Çünkü bundan sonra gideceğimiz adım Avrupa’dan onay almak. Çünkü Avrupa’ya da bu balonları satmak istiyoruz veya ABD’ye de satmak istiyoruz. FAA ve EASA’dan onay alacağımız için tamamıyla Avrupa’nın normlarında, onların kabul edeceği standartlarda testlerimizi tek tek gerçekleştirdik.
İlk sertifikalı balon ne zaman uçtu?
İlk sertifikalı balon 11 Ekim 2019’da uçtu. Şu an üretim bandımızdan çıkan 3 adet balonumuz var. Balon deyince şöyle bir açıklama da yapalım ilk tip sertifikasını aldığımız balon 4 kişilik. Çünkü balonlar hacimlerine göre adlandırılıyor. Mesela Kapadokya’da uçuşlarda kullanılan 20-24-28 kişilik balonlar var. Bunlarda yine hacimlerine göre adlandırılıyorlar. Cubic-feet kullanılıyor bunlarda. Mesela Kapadokya’da uçan balonlardan bir tanesi 500 bin cubic-feet 28 kişi taşıyabiliyor. Bu tiplerin hepsini tek tek yaptık 7 adet ürettik. Bütün süreç bitince sportif ve ticari kullanıcılar bize başvuruyor, biz onları artık seri üretim olarak teslim edebiliyoruz.
Sepet kısmını da bambu ithal ediyoruz. Çünkü Türkiye’de bambu yetişmiyor. Endonezya bunun merkezi fakat orada da şöyle bir kural var. Yurt dışına bambu satmıyorlar. Dolayısıyla Malezya, Singapur gibi çevre ülkelerden ham madde ihtiyacımızı gideriyoruz. Bir diğer ithal ettiğimiz şey çelik boru. Müşteriler onu göremiyor çünkü balonun ana iskeleti durumunda. O da havacılıkta kullanılan bir boru. Bu 316L olarak isimlendirdiğimiz bu sistem Türkiye’de olmadığı için onu da yurt dışından alıyoruz.
Siparişler özellikle yurt dışından var. Yurt içinden de Kapadokya ve Pamukkale’den sipariş alıyoruz. Güzel tarafı da Portekiz, İspanya, Belçika ve Tunus’tan siparişlerimiz var şu an. 2020 Haziran sonrası için. Sertifikasyon sürecimizi hızla tamamlayıp onlara da bu satışları gerçekleştireceğiz.
Türkiye’de gelecekte hangi şehirlerde balon uçuşu yapılacak?
Türkiye’de 2019 yılı içerisinde bizim çabalarımız ve SHGM’nin desteğiyle Afyon Bölgesi Frik Vadisi’nde uçuş gerçekleştirdik. Kayseri Soğanlı Vadisi’nde gerçekleştirdik. Buralarda da ticari faaliyetler yapılmak isteniyor. Başka arkadaşlarımız Mardin’de test uçuşlarını gerçekleştirdiler. Yine Karadeniz’de yaylalar için özellikle bir talep var. Oradaki hava koşullarını bir rapor olarak çıkarıyoruz, incelemesi yapılacak ve değerlendirilecek. Bir hava aracı olarak düşündükleri içi bunu Giresun’a gidecek oradan çıkacak Ordu’ya gidecek şeklinde bir düşünce var insanlarda. Ne yazık ki sıcak hava balonunda öyle bir şey söz konusu değil. Tamamen rüzgarla hareket ediyoruz. Pilotlarımızın yapabildiği sadece alçalma ve yükselme oluyor.
Balon her yerde uçabilir. Avrupa’da çok noktada uçuyor. Ama bunun ticarileştirilebilmesi için Kapadokya çok güzel bir örnek. Neden Kapadokya belirli bir konaklama kapasitesine sahip. İnsanlar belirli bir mesafe kat etmiyorlar. Mesela Dubai örneği vereyim. Dubai’de mevcut turist Kapadokya’ya gelenden çok fazla. Orada da çöl üzerinde uçuş gerçekleştiriyorlar. Ama sabah orada uçuşa katılmak isteyen insan 2 saat araçla taşınıyor. Veya Antalya’da Köprülü Kanyon’da yapılmış uçuşlar vardı 2008’li yıllarda. Daha sonra devam etmediler. Orada da sıkıntı turistlerin taşınmasıydı. Tatile gelmiş bir insanı Kapadokya’da sabah 05:00’da uyandırıyoruz da gece 02:00’da uyandırıp, 2 saat yol yapıp balona götürmek eziyet oluyor. Dolayısıyla Frig Vadisi’nde Sayın Vali’den talep geldiğinde, otel lokasyonlarına yakın çünkü belli bir otel konaklama kapasitesinin olması gerekiyor. Emregöl adında çok güzel bir gölleri var ve etrafında Kapadokya’yı andıran şekiller var. Orada bir yavaş yavaş küçük adımlarla oluşma potansiyeli vardı. Kayseri Soğanlı Vadisi de Kapadokya’ya yakın bir bölge. Erciyes’te otel turizmini canlandırmak istiyorlar.
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.