Yerli hava araçları KAAN, GÖKBEY ve ATAK-2 için yakıt ve eklimlendirme sistemi geliştiren yerli şirket Anova Ar-Ge Teknolojileri Ortağı ve Genel Müdürü Dr. Emre Öztürk, ayrıca radar soğutma, POD soğutma, füzelere ait yakıt bileşenleri, helikopter motoru bileşenleri ve silah sistemleri yerlileştirdikleri ürünler arasında olduğunu söyledi.
Bundan 21 yıl önce 3 genç mühendis tarafından kurulan Anova Ar-Ge Teknolojileri savunma sanayine silah sistemleri, iklimlendirme sistemleri ve yakıt sistemleri geliştiriyor.
Bugüne dek KAAN, GÖKBEY, ATAK-2 ve birçok muhtelif platformda bazen alt sistem seviyesinde, bazen bileşen seviyesinde iklimlendirme ve yakıt sistemleri geliştirdiklerini söyleyen Anova Ar-Ge Teknolojileri Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Dr. Emre Öztürk, “Hava platformları alt sistemleri dışında, radar soğutma, POD soğutma, füzelere ait yakıt bileşenleri, helikopter motoru bileşenleri ve silah sistemleri bizim yerlileştirdiğimiz ürünler arasında” dedi.
“Temel misyonumuz tedariği sıkıntılı kritik alt sistemlerin yerlileştirilmesi”
Ağırlıklı olarak savunma sanayine çalıştıklarını söyleyen Dr. Emre Öztürk, “2003 yılında kurduğumuz şirketimizin 20. yılını geçen sene, yani Cumhuriyet’in 100. yılında kutladık. Bugün itibariyle grup şirketlerindeki toplam çalışan sayımız 450 civarında ve ağırlıklı olarak savunma sanayine çalışmaktayız. Lokomotif şirketimiz Anova Ar-Ge Teknolojileri’nin temel misyonu zaten tedariği sıkıntılı kritik alt sistemlerin ve o alt sistemleri oluşturan bileşenlerin yerlileştirmelerini sağlamaktır. Yani gereksinim yönetiminden başlayarak mekanik tasarımı, elektronik tasarımı, yazılım geliştirilmesi, prototip üretimi, doğrulaması, testi, kalifikasyonu, sertifikasyonu ve entegre lojistik desteğine kadar olan uçtan uca tüm süreçlerini kendi bünyemizde yürütmekteyiz. Bu doğrultuda 3 temel alanda çalışmaktayız; silah sistemleri, iklimlendirme sistemleri ve yakıt sistemleri” dedi.
Platformların ihtiyaç duyduğu ısıyı ya da basıncı sağlıyorlar
İklimlendirme sistemleri hakkında bilgi veren Dr. Öztürk, “İklimlendirme sistemleri daha çok hava platformlarında ya da platformlara ait birimlerde alt sistem seviyesinde ısıtma, soğutma, havalandırma ve basınçlandırma ihtiyacını karşılayan sistemlere denmektedir. Bu sistemler pilotun da ihtiyacı olan şartlandırılmış havayı sağlar, radarı ya da aviyonikleri soğutur, elektronik harp bileşenlerini soğutur ya da yerine göre bazen ısıtır. Elektronik ekipmanların en büyük düşmanı ısıdır. Isıyı yönetemezseniz iyi ihtimalle cihazların ömründen yersiniz daha kötüsü bileşenler hızlı bir şekilde fonksiyon kaybına uğrayabilir ya da yanarak daha büyük tehlikelere sebebiyet verebilir. Kimi zamansa yüksek irtifalar söz konusu olduğunda bileşenleri ısıtmak gerekmektedir. Bazense ortamın basınçlandırılması gerekmektedir. İklimlendirme sistemleri genellikle bunların hepsini birden gerçekleştiren akıllı alt sistemlerdir. Biz bu sistemleri oluştururken sistemlere ait bileşenleri örneğin fanlar, pompalar, hava çevirme makineleri ve ilgili kontrol kartları, filtre kartları, güç dönüştürücüleri gibi bütün bileşenleri kendimiz geliştirmekte ve alt sistem seviyesinde ürün olarak vermekteyiz” diye konuştu.
TUSAŞ, ASELSAN, ROKETSAN ve TEI ile çalışıyorlar
İklimlendirme sistemleri alanında dünya devleriyle yarıştıklarını dile getiren Dr. Öztürk, şunları söyledi:
“İklimlendirme sistemleri esasında Honeywell gibi, Liebherr gibi dünyada çok büyük ölçekli 10 binlerce çalışanı olan köklü firmaların yaptığı işler çünkü sistem seviyesinde bir havacılık ürünü yapmak gerçekten ciddi bir altyapı ve know-how gerektirmektedir. Bizim personel sayımız belki Türk savunma sanayi firmaları açısından iyi gibi gözükmesine rağmen uluslararası rakiplerimize baktığımızda aslında yeterli değil. Dolayısıyla bu gösterge aslında bizim büyüme potansiyelimize de işaret etmektedir. Önümüzde daha yürüyecek çok yolumuz var ancak bugün itibariyle baktığımızda bir helikopterin ya da bir uçağın iklimlendirme sistemini oluşturan neredeyse bütün bileşenleri tasarlamaktayız. Bu bileşenlerin bir araya gelip bir akıl ile sistem halinde çalışmasını sağlayabilmekteyiz. Bunları çalıştıracak algoritmaları ve kontrol sistemlerini de geliştirebilmekteyiz. Diğer stratejik alanlarımız için de durum benzer. Tüm bu süreç boyunca da Mil-Std-810, 461, 704, DO-178, 254 gibi ilgili standartlarda doğrulama ve sertifikasyonlarını yapmaktayız. Dolayısıyla havacılık iklimlendirme sistemleri aslında bizim en çok derinlemesine yetenek kazandığımız alandır. Bugün de TUSAŞ, ASELSAN, ROKETSAN ve TEI ile geliştirdiğimiz ürünler bulunmaktadır.”
Yerlilik oranlarımız yüzde 90’ların üzerinde
Alt sistemlerin bileşenlerini de kendileri ürettikleri için yerlilik oranlarının yüksek olduğundan bahseden Dr. Öztürk, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Yerlilik oranlarımız üründen ürüne değişmekle birlikte yüzde 90’ların üzerinde. Biz bu alt sistemleri yaparken o alt sistemleri oluşturan bileşenleri de tek tek tasarlamaktayız. İşte o bileşenler yıllar içinde ürün gamı olarak gelişip raftan satılır hazır ürünler haline dönüşmektedir. Örneğin askeri aviyonik fanlar. Bu, dünyada 2 tane üreticisi olan bir üründü biz 3. üretici olduk. Bunlardan şimdi yüklü adetlerde üretip satmaktayız. Bunların bütün mekaniğini, aerodinamiğini, motorunu, sürücüsünü biz tasarlamaktayız. Dolayısıyla bütün teknoloji bizde olunca eğer bir müşterinin talebi bizim mevcut ürün gamı içerisindeki herhangi bir fana oturmuyorsa, örtüşmüyorsa farklı bir skalada ürün istiyorsa biz onu da geliştirebilmekteyiz. Benzer şekilde Esnek Mermi Yolu ürün ailemiz yine muadil özelliklerde dünyada 2 üreticisinin olduğu çok önemli bir silah bileşeni. 12 yıl önce geliştirdiğimiz bu ürün dünyada da kendine önemli bir pazar yarattı. Örnekle anlatmak gerekirse bir uçağa iklimlendirme sistemi tasarladığınızda, bu sistemi farklı bir platforma uyarlamak kolay değil çünkü hacim isterleri farklı, ağırlık isterleri farklı, fonksiyonel gereksinimler farklı. Bunların hepsi platforma özel yapılan terzi işidir. Ancak altsistemi oluşturan fanlar, pompalar, güç çeviriciler, belli tip eşanjörler hazır raftan satılabilir ürünler haline gelebilmektedir. Dolayısıyla biz aslında alt sistemi yaparken bileşenleri hazır alıp kullanan bir firma değiliz o bileşenleri de kendimiz tasarlar, üretir ve alt sistemi öyle oluştururuz.”
10’dan fazla ülkeye ihracat yapıyorlar
Aynı zamanda SAHA İstanbul üyesi olan Anova Ar-Ge Teknolojileri’nin Kurucu Ortağı ve Genel Müdürü Dr. Emre Öztürk, sözlerini şöyle noktaladı:
“Dünyanın birçok noktasına ihracat yapmaktayız. İngiltere, Almanya, İtalya Kanada, Azerbaycan, Pakistan ve bazı Afrika ülkeler olmak üzere 10’dan fazla ülkeye ihracat yapmaktayız. İhracatını yaptığımız ürünler ağırlıklı olarak silah sistemleri. Deloitte’un “Türkiye’nin En Hızlı Büyüyen Teknoloji Şirketleri” listesinde istihdamdaki ve cirodaki büyüme oranlarımızla 7 yıldır en hızlı büyüyen 50 teknoloji şirketinden birisi seçilmekteyiz.”
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.