Biz turizmcilerin yüzü, bir kez olsun gülmez mi? Biz hiç derin bir “ohhh” çekemeyecek miyiz? Güzel günler gelecek, her şey güzel olacak diyemeyecek miyiz?
35 senedir bu meslekteyim. Tam kafamızı kaldırıyoruz; küt, yanımızda Irak savaşı. Hah şimdi oldu diyoruz, deprem oluyor. Şaha kalkıyoruz sanıyoruz, 5 Nisan kararları, Anayasa fırlatma, Apo krizi, ülkeler arası kavgalar, bayrak yakmalar. Bu kez yırttık diyoruz pandemi geliyor.
Şimdi de savaş kapıda.
Hem de en büyük misafirlerimiz arasında. Her sene birinden yaklaşık 5,5 milyon, diğerinden 1,5 milyon ziyaretçi geliyor. Peki, savaş çıkarsa kaybımız ne olur?
Sayalım; Türkiye’ye gelen turistlerin ortalama harcaması 900 dolar. Ancak bu ortalamaya, pasaportlarına giriş damgası vurulan tüm turistler dahildir. Yani bu ortalamaya, Edirne’ye günübirlik alışverişe gelen 5 milyon Bulgar da, turistik vizesiyle çalışmaya gelen yabancılar da, hatta Türkiye’yi başka ülkelere geçmek için transit ülke olarak kullanan yabancılar da dahil. Bu nedenle “Gerçek Turist” diye nitelendireceğimiz Rus ve Ukraynalı turistlerin harcamaları, turist başına en az 1.500 dolardan hesaplanmalı. Kısaca; eğer savaş çıkarsa gelemeyen Rus turistlerden 8, Ukraynalı turistlerden de 2 milyar dolar kayıp yaşarız. Toplam 10 milyar dolar da Türk ekonomisini üzer.
Savaş çıkarsa kaybeden Türkiye olur.
Kaybedilecek 10 milyar dolar; ihracat dolayısı ile gelen paralara benzemez. Örneğin, 10 milyar dolarlık bir ihracat için, turizm hariç tüm sektörlerde en az 7 milyar dolarlık ithalat gerekiyor. Çünkü emek hariç hemen her şeyi, en azından hammaddeyi, makineyi yurt dışından almak, nakliye ve gümrük vergileri ödemek zorundayız. Bu nedenle, bu savaşı önleyebilecek her türlü girişime Türkiye destek vermeli. Çünkü; savaş çıkarsa kaybeden Türkiye olur.
O halde bu iki dost ülke halklarına diyoruz ki;
SAVAŞMA, TATİL YAP..!
Yazarın Diğer Yazıları
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.