Türk Hava Yolları çalışanlarının bağlı olduğu Hava-İş Sendikası Covid-19 salgın sürecinde yaşanan sıkıntılı ortama için görüşmelerde gelinen son durumu yaptığı açıklamayla duyurdu.
Hava-İş, işveren THY ile yaptığı görüşmelerde kendilerine şifahen iletilmiş teklifler haricinde hiçbir resmi teklif verilmediğine dikkat çekerek, şifahi tekliflerin; maaşlarda 2018 Ocak ayı rakamlarına dönülmesi, ikramiyenin 4’ten 2’ye düşürülmesi ve bu anlaşmanın 2022 yılına kadar geçerli olması olduğuna dikkat çekti. Ancak Hava-İş, bu teklifin de resmi bir yolla iletilmediğini açıkladı.
Hava-İş’in yaptığı açıklama şöyle;
“Değerli üyelerimiz;
Bilindiği üzere geçtiğimiz aylarda yaşanılan maddi ve manevi sorunları en makul şekilde çözümleyebilmek adına işveren ile bir dizi görüşme gerçekleştirdik. Sizlere daha önceki bilgilendirme maillerimizde de bahsettiğimiz gibi bizler üyelerimizin başta çalışma koşulları, maddi ve manevi hakları olmak üzere süregelen belirsizliği sonlandırmak adına, işveren temsilcileri, siz değerli üyelerimiz ve kamuoyu ile iletişim kanallarını tümüyle açık tuttuk ve tutmaya devam ediyoruz.
Ancak işveren ile yapmış olduğumuz görüşmelerde tarafımıza şifahen iletilmiş teklifler haricinde işveren tarafından hiçbir resmi teklif verilmemiştir. Yapılan bu şifahi teklifler; maaşlarda 2018 Ocak ayı rakamlarına dönülmesi, ikramiyenin 4’ten 2’ye düşürülmesi ve bu anlaşmanın 2022 yılına kadar geçerli olmasını kapsıyordu. Tarafımıza iletilen bu teklifin resmi bir yolla iletilmesini ve bizimde bu teklifi üyelerimizle paylaşma talebimizi işveren yetkililerine her görüşmemizde ilettik. Resmi teklifin ısrarla iletilmemesi üzerine komisyon görüşmelerini sonlandırma kararı aldık. Bu esnada Cumhurbaşkanlığı Kararnamesiyle KÇÖ’nün Temmuz ayı için uzatılması kararı verildi. Bu süreçte 26. Dönem TİS ile hak edilen 4. Dönem zamlarını %7,25 olarak almış olduk.
Aynı zamanda her ne kadar komisyonlarda bir ilerleme sağlanamamış olsa da iyi niyet çerçevesinde işveren ile görüşmelerimiz devam etmiştir. Yapılan görüşmelerde yaşanılan sürecin üyelerimiz için ciddi maddi ve manevi kayıplar oluşturduğunu ve bu süreci tüm üyelerimizle şeffaf bir şekilde değerlendirme talebimizi işverene defaten iletmiş bulunmaktayız. Bu durumun pandemi sürecinde verilen görevleri sağlıklarını hiçe sayarak ailelerinin geçimlerini sağlamak için layıkıyla yerine getiren siz değerli üyelerimizi derinden etkilediğini biliyor ve aynı kaygıları bizler de taşıyoruz.
Geçtiğimiz günlerde TBMM de kabul edilen kanun değişikliği ile Kısa Çalışma Ödeneğinin uzatılma yetkisi 31 Aralık 2020 tarihine kadar Sn.Cumhurbaşkanımıza verilmiştir. Bu yetki ile gerekli görülmesi halinde Kısa Çalışma Ödeneği Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından uzatılabilecektir.
Tüm bu gelişmeler ışığında işveren ile yapmış olduğumuz görüşmelerde son kararı değerli üyelerimizin vereceği bir takım maddeler üzerinde uzlaşmış olmamıza rağmen işverenin KÇÖ’nün devamı için kanundan kaynaklı olanağı kullanma niyetinde olduğunu görüyoruz. İşveren yetkilileri ile yapılan görüşmelerde önceliğimizin istihdamın devamlılığı olduğunu ilettik ve bu konuda mutabakat sağladık. Bizler sizlerin temsilcisi olarak, yapılan görüşmelerde başta ücret olmak üzere aşağıdaki hususlarda sizlerin onayı ile mutabık kalabileceğimizi belirtmiş bulunmaktayız;
26. Dönem Toplu İş Sözleşmesi’nin şartlarından feragat etmeden sözleşmenin yürürlükte kalması (İkramiyelerin ikiye düşürülmemesi, pazar mesaisi, fazla çalışma ücretleri, yol ve harcırah ücretlerinin ödenmesi suretiyle);
- Hiçbir sebeple işten çıkarmaların (toplu ya da bireysel) olmaması,
- Yapılması muhtemel protokolde 5000 TL altında ücret alan hiçbir üyemize maaş indirimi uygulanmaması, ( A0 ve A1 Kadroları dâhil )
- İşveren tarafından şifahen olarak iletilen 2018 Ocak rakamları yerine çalışılan birimler özelinde %25 – %40 arasında maaş indirimlerinin üyelerimiz tarafından onaylanması şartıyla anlaşma yapılabileceği,
- Yapılması muhtemel protokol süresinin en fazla 6 aylık olması ve 6 ayda bir günün koşullarının değerlendirilip ihtiyaç halinde tekrar masaya oturulması.
İşveren yetkililerine yapılan tüm görüşmelerde iletilmiştir.
Ancak geldiğimiz durumda üyelerimiz için belirsizlik anlamına gelen, devletin sırtına ek yükler bindirecek olan Kısa Çalışma Ödeneği işveren tarafından ticari olarak daha cazip görülmektedir.
Ülkemizin şanlı bayrağını göklerde dalgalandırmak gibi önemli bir misyonu yüklenmiş olan THY’nin yöneticileri bu misyonu daha da göklere çıkarmak yerine işçilere ve devlete ek yükler getirecek Kısa Çalışma modelini benimsemek istemesi anlaşılabilir değildir. Havacılığın ticari bir faaliyet olmaktan çok uçuş emniyeti temelli olduğu bilincini taşıyan üyelerimiz, içinden geçtiğimiz olağanüstü şartlarda her türlü fedakârlığı yapma taraftarı iken THY Yönetiminin süreci bilinmezliğe sürüklemesi en çok zararı Bayrak Taşıyıcımız, gözbebeğimiz THY markasına vermektedir. Bizler pandeminin tüm sıkıntılarının sadece üyelerimize yüklenmesini doğru bulmuyoruz. Sizlerin de bildiği gibi yaşanan bu belirsizlik ortamı çalışanları etkilemekte bu da uçuş emniyeti ve güvenliğini riske atmaktadır.
Buradan bir kez daha belirtmek isteriz ki, yaşanan bu belirsizlik ortamının bir an önce sona ermesi gerekmektedir. Daha önce yapılan fedakârlıklar gibi belirlenen şartlarda bir protokol yapıp bayrak taşıyıcımızı daha yükseğe taşımaya hazır olduğumuzu, bu süreci siz değerli üyelerimizin onayına sunarak ve sizlerin desteği ile yürütmek istediğimizi bir kez daha belirtiriz. Devlete daha fazla yük olmanın bir çözüm olmadığını; işveren çalışan el birliği ile bu zor günleri atlatmanın çalışanlar açısından daha uygun olduğunu hatırlatırız. Daha önce de THY’nin yaşadığı her türlü zor zamanda yanında olduğumuz gibi bu sıkıntılı günlerinde de Hava–İş Sendikası olarak elimizi taşın altına koyma sorumluluğumuzu taşıyor ve taşımaya devam ediyoruz.
Saygılarımızla,
Türkiye Sivil Havacılık Sendikası (Hava-İş)”
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.