Havacılık sektörünün krizden sonraki günleri tahmin edeceğimizden farklı olacak gibi görünüyor. Ciddi bir değişim ve dönüşüm ile birlikte istihdam tarafından da farklılıklar olacak. Dijitalizasyon bugünlerde nasıl hayatımıza girdiyse koronalı günlerden sonrada çıkmayacaktır.
İlginç bir dönemden geçiyoruz. Kovid-19 salgını sebebiyle hastane, ilaç, doktor meselelerini tartışıyoruz. Alanında uzman, sözü dinlenen isimler ekranlarda bilgilendirme yapıyorlar. Salgın da henüz kontrol altına alınmış değil, her türlü hasarıyla yoluna devam ediyor. Bir süre sonra da koronavirüsün ekonomi üzerindeki yıkıcı etkisini, yeni alınması gereken tedbirleri konuşacağız. Peki buna ne kadar hazırız?
Normal dönemde ekonomiyi yöneten ekiplere, bürokrasiye şu kriz günlerinde yardımcı olacak, yol gösterecek, tavsiyelerde bulunacak uzmanlardan oluşan bir “Ekonomi Kurulu” teşekkül ettirilse iyi olmaz mı?
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın Bilim Kurulu danışmanlığında önemli kararlar aldığını, Türkiye’nin salgınla mücadelede en önemli başarısının bu kurul olduğu rahatlıkla söylenebilir. Toplumun alanının uzman isimlerinden oluşturulan ‘Bilim Kurulu’na olan inancı yüksek ve varlığı Türkiye’nin moral kaynağı olmuş durumda.
Aynı mantıkla, alanının uzman isimlerinden oluşturulacak ‘Ekonomi Kurulu’ olsaydı, bugün istikrar tedbirlerine yönelik alınan kararları bu kadar tartışmazdık. Mesela koronavirüs sebebiyle açıklanan “Ekonomik İstikrar Kalkınma Paketi” ve “Mücbir Sebep Halinden Faydalanacak Mükellef Guruplar” açıklandığında epeyce eleştiriler yapıldı. Pakette inşaat sektörünün olması, havayolu için KDV indirimi gibi ilginç kararların bulunması ve mükellef grupları arasında ülkemiz için hayatı önemi olan sektörlere yer verilmemesinin tuhaflığı söz konusu.
Mesela ‘Stratejik Sektör” ilan edilen, nitelikli personelle yılda 20 milyar dolara yakın ihracat yapan “Makine Sektörü” yok. Neden? Niçin ‘Kısa Çalışma Ödeneği’ne dahil edilmemişler?
“Demir Çelik Sanayicileri” var, makineci üreticileri yok. İlginç. Bu liste “Ekonomi Kurulu” gibi bir heyetten geçip, karar vercilerin önüne gelseydi, bu şekilde tuhaflıklar ortaya çıkabilir miydi? Şüphesiz olmazdı.
Ayrıca yaşadığımız kriz, aynı zamanda yeni bir döneminde başlangıcı olacak. Üretim ve tüketim mantığı, sektörlerin konumları değişecek gibi görünüyor. Dolayısıyla konusunun uzmanı, tecrübeli, bilgili, birikimli akil insansların destek ve tavsiyeleriyle Türkiye bu kriz dönemini daha iyi atlatabilir.
Hatta kamu iktisadi kurumlar, büyük şirketler için de benzer şekillerde kurullar oluşturulabilir. Mesela, TCDD, Türk Telekom, Turkcell, Türk Hava Yolları, Aselsan, TUSAŞ, Arçelik, Vestel gibi bir çok açıdan ülkemiz için ehemmiyet arz eden şirketlerin bünyesinde uzman isimlerin yer aldığı kurullar, dışardan bir bakış açısıyla yönetimlere danışmanlık yapsa, tavsiyelerde bulunsa, nasıl olur?
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.