Alper Eliçin
alperelicin@gmail.com
1- F35’lerin lojistik sistemi entegre olarak bulut üzerinden yönetileceğinden F-35 uçuran hava kuvvetleri aslında kendi parası ve pilotuyla ABD’nin taşeronu olacak ve operasyon bağımsızlığı iyice kısıtlanacak. Bu bağlamda, zamanında F-35 seçilmesi pek iyi olmamış.
2- Öte yandan dünyanın en gelişmiş savaş uçaklarından biri. Etrafta uçuşan bilgilere rağmen Rusya’dan bu standartta bir uçak sağlamamız ve bu uçaklara entegre olmamız en az on yıl anlamına gelir.
3- Ayrıca tarihsel olarak en büyük düşmanımız olan Rusya’ya çok fazla bağlanmamız da riskli. Potansiyel olarak Türkiye için her zaman en büyük tehdit. Zaten enerjide de göbekten bağlıyız. (Doğalgaz, petrol ve kömür)
4- Türkiye’nin Yunanistan ile askeri dengesi de önemli. Deniz Kuvvetleri’nde ciddi FETÖ temizliği yapıldığından, teçhizat olarak üstün görünmemize rağmen subay açığı hâlâ devam ediyor. Ege ve Akdeniz’de büyük önem arzeden denizaltı filosu Yunanistan’ın daha modern ve dolayısıyla sessiz. Bizim aynı düzeye ulaşmamız için beş yıla ihtiyaç var. Trakya ve Anadolu isimli iki ana çıkarma gemisi (halka uçak gemisi olarak tanıtıldı) alınacak, 16 adet F-35B ile donatılacaktı. O iş de yattı. Dünyada çok kısa pist ve rampa ile kalkacak seçenek bizim için yok. Sonradan projeye eklenen rampalar kullanılamayacak. Sadece helikopterler bu gemilere inip kalkabilecek.
5- Kara Kuvvetleri’nde tank açığımız çok ciddi. Yunanistan’ın hem tank adedi bizden çok daha fazla hem de bizden daha modern. Bizde en yeni tank İsrail’in yeniledikleri. Altay tankı BMC’nin paletli araç konusundaki deneyimsizliği, sermaye yokluğu (Katar çözümü bulundu) tesis yokluğu (tank palet fabrikası verilerek çözüldü), hem de Almanya ile gereksiz itişme sonucu Rheinmetal’in ortak olmasının engellenmesi nedeniyle durmuş halde. Ayrıca MTU motoru kullanma girişimleri tıkanmış durumda. (Leopard tanklarının motoru olup 970 kg. Bizim yerli olarak geliştirdiğimiz motor ise 5.500 kg. Yani hafifletilmedikçe işe yaramaz.)
Kara Kuvvetleri’nde bir başka sorun şu anda ABD’nin PKK ve Yunan ordusunu donattığı, tankı en zayıf olduğu tepesinden vuran Javelin tanksavar silahlarından bize vermemiş olması. Zeytindalı operasyonunda bu silah başımıza bela olmuştu. Şimdi de GKRY’ye satmayı düşünüyorlar.
6- Hava savunmada yakın ve orta mesafede bazı savunma sistemlerimiz var, ama ne kadar etkin ve adedi yeterli mi bilmiyorum? Mesela dünyanın en güçlü uzun mesafe hava savunma sistemi olduğu söylenen S-400’leri koruyacak bir hava savunma sitemimiz var mı? ABD’de yapılan simülasyonlarda iyi yönetilen 13 adet F-35 uçağını feda etmek kaydıyla iyi kullanılan bir S-400 bataryasını yok etmek olası. Çok geride kalmış olduğumuz bir nokta hava savunma sistemleri. Yunanistan ise 2002’den beri Patriot kullanıyor.
6- Gelelim Hava Kuvvetleri’ne. Bizim F-4 filosu F-35’lerle, F-16’larsa Milli Muharip Uçak (TF-X) ile değiştirilecekti. İkisi de tıkanmış durumda. Elimizdeki F-16’ları çoğu revizyona ihtiyaç duyuyor. Elimizde az miktarda Blok 50’ler var. ABD ve İsrail ise Blok 70 kullanıyor. Yunanistan ise Blok 50 ve Blok 52 kullanıyor. Ayrıca, Blok 70 de ısmarlamış durumda. Yani Hava Kuvvetleri dengesi 4-5 yıl içerisinde Yunanistan lehine değişebilir.
7- En iyi savunma düşman edinmemektir. Bizim Akdeniz’de, Mısır, İsrail, Yunanistan, ABD ve başta Fransa olmak üzere AB ile rakip olmamız tam bir diplomasi başarısızlığı olarak göze çarpıyor. Suriye ve Suudi Arabistan/BAE de cabası. ‘Yurtta Sulh Cihanda Sulh’ politikasını bırakıp ‘İhvancı Stratejik Derinlik’ politikasını benimsemek pek iyi olmadı sanki. Bu bağlamda bir de Libya konusu da var…
Alper Eliçin kimdir? 1955 yılında İstanbul’da doğan Alper Eliçin, 1974 yılında Alman Lisesi’nden mezun oldu. Öğrenimine Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nde devam etti, ardından, Sussex Üniversitesi’nde Yöneylem Araştırması ve Clemson Üniversitesi’nde İşletme alanlarında yüksek lisans yaptı. Dünya Bankası'na değişik projelerde danışmanlık yapan Alper Eliçin, Çukurova Metropolitan Bölgesi Kentsel Gelişim Projesi'nde ise proje direktör yardımcılığı görevini üstlendi. Gayrimenkul geliştirme projelerindeki deneyimini zaman içerisinde turizm yatırımlarına yönlendirdi. İş yaşamına 1990 yılından itibaren Pegasus Hava Yolları'nda kurucu ortak olarak devam etti. Pegasus’ta genel müdür yardımcısı ve yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. İstanbul Havayolları'nda da genel müdür yardımcılığı, Kavrakoğlu Management Institute’da başkan yardımcılığı görevlerinde bulundu. Havayolu yönetimi, yeniden yapılandırılması, şirket birleştirme, ayırma ve satın almaları ve gayrimenkul yönetimi konuları uzmanlık alanları içerisindedir. Merkezi Paris'te olan Milletlerarası Ticaret Odası Havacılık Komitesi'nde uzun yıllar Türkiye'yi temsil etti. Türkiye Havacılık Vakfı Yönetim Kurulu Başkanlığı ve Türkiye Özel Sektör Havacılık İşletmeleri Derneği Başkan Yardımcılığı görevlerinde bulundu. Halen başta Sabancı Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi’nde olmak üzere, Türkiye ve yurt dışında strateji konusunda eğitim vermekte ve bu konuda danışmanlık yapmaktadır. Çok iyi düzeyde Almanca ve İngilizce bilen Eliçin, dağ tırmanışları ve doğa yürüyüşlerine ilgi duymakta olup Ağrı ve Musa dağları tırmandığı dağlar arasındadır. Evli bir çocuk babasıdır.
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.