Özellikle COVID-19 süreci sonrası tüm dünyada itaatsiz, kural dışı, asi (unruly) yolcu sayısında ciddi artış oldu. Tahmin edileceği üzere maske sebebiyle ciddi sorunlar yaşanmıştı. Ancak kural dışı yolcular günümüzde daha fazla gündeme geliyor ve havacılık sektörünün önemli bir meselesi olmaya devam ediyor. Seyahaten herhangi bir aşamasında görevlilere karşı gelen asi, kuralsız yolcular zincirleme çeşitli problemlere sebep olduğu gibi- diğer yolcuları da rahatsız edip, toplamda seyahat konforunu bozuyorlar.
Türkiye’de son bir haftada Türk Hava Yolları (THY) uçaklarında iki ilginç kural dışı yolcu hadisesi yaşandı. “On fabrikam var” diyerek, uçakta kabin personeline hakaretler, küfürler yağdırdı. Bizler sosyal medyadaki videolarda bile tahammül edemedik. Ancak bu hadiseler bu kadar sık ve pervasızca yaşanıyorsa bir yerlerde önemli eksiklikler var demektir.
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı ile Sivil Havacılık Genel Müdürlüğü’nün bu konuya acilen el atması gerekir. Ayrıca uluslararası kurallar çerçevesinde uçuş güvenliğine yönelik de Adalet ve İçişleri bakanlıklarının da yeni düzenlemeler yapması icap ediyor. Sadece şirketlerin sorunlu yolcuları kara listeye (black list) alması ve şikayetçi olmasıyla bu sıkıntı atlatılacak gibi görünmüyor.
Mesela THY’nin İstanbul-Londra uçağında bir yolcu koltuğu değiştiği için kabin ekibine hakaretler ederek, uçağa zarar verdi. Diğer yolcuları rahatsız ettiği gibi uçuşu geciktirdiği için de farklı mağduriyetlere de mutlaka neden olmuştur. Yolcunun kabin personeline yönelik küfürleri, hakaretleri katlanacak ve kabul edilecek türden değil. Polisin de olaya çok geç ve amatörce müdahale etmesi uçak içindeki yolcuların da morallerini, keyiflerini şüphesizki kaçırmıştır.
Fakat THY yönetimi de sık sık yaptıkları üzere bu uçuşta da uçak tipini değiştirmiş, yolcuların yerlerini alt üst etmiş, ama yeni oturma düzeni içinde misafirlerini memnun edecek yeterli bir girişimde bulunmamış gibi bir durum söz konusu. Ortaya çıkması muhtemel krizi iyi yönetebilmek için de çaba sarf edilmemiş. Bu yolcu muhtemelen biniş kartını (boarding pass) aldığında sorun çıkarmaya başlamış, bu haliyle de uçağa binip ortamı zehirlemeye devam etmiştir. THY hakkında en fazla şikâyet aldığım konulardan birisinin bu tür meseleler olduğunu hatırlatayım.
Bir diğer hadise ise THY’nin Bodrum-İstanbul seferinde İbrahim Tatlıses’in kızı Dilan Çıtak Tatlıses’in kedisi yüzünden çıkmış. Uçağın içinde kedilerin sebep olduğu çok ilginç olaylar var. Kabin personelinin görevi öncelikle uçuş güvenliği olduğu için uyarılarını, ikazlarını, yolcuların tartışmadan, itiraz etmeden yerine getirmesi gerekir. Ama Dilan Tatlıses, uçuş esnasında kedisi için uyaran kabin memurlarını dinlemediği gibi bir de tartışmaya girmiş, fiziki müdahalede bulunmuş.
Dilan Tatlıses, miyavlayan kedisini pusetten çıkarıp kucağına aldığı için kabin personeli de kediyi pusete koyması konusunda uyarmış. Çünkü kucağındaki kedi bir şekilde kaçsa çeşitli olaylara sebep olabileceği biliniyor. Zaten kabin görevlileri de yolculara ikram servisi için değil öncelikle uçuşun güvenli yapılması amacıyla uçak da görev yapıyorlar. Bunun için eğitim alıyorlar ve her uyarılarının ayrı önemi söz konusu.
Neticede uçak havalimanına indiğinde uçağın otoritesi kaptan pilot durumu polise haber vermiş. THY kabin memuru, kendisine saldıran Dilan Çıtak Tatlıses’ten şikayetçi olduğu için her iki tarafta polis eşliğinde karakola götürülmüş.
Uçuş mürettebatının bu tür hadiselerde karakolluk olmaması için uçuş güvenliği kapsamında yasal düzenlemeler gerekiyor. Bu olay, polis açısından, ülkemiz uçuş güvenliği mevzuatları yönünden ciddi sıkıntıları olduğunu gözler önüne seriyor. Uçaktaki personelin bu tür olayların tarafı görülmemesi lazım.
Uçağın otoritesi kaptan pilot, uçuş güvenliğini tehlikeye atan durumu rapor ettiğine göre kabin personeli neden karakolluk oluyor? Bu durum kabin personeli üzerinde bu tarz hadiselere müdahale etmede baskı oluşturmaz mı? Ayrıca THY, Dilan Tatlıses’i süreli veya süresiz kara listeye alsa ne olur? Ertesi gün AJet, Pegasus, Corendon veya SunExpress ile uçmasının önünde bir engel yok ki! Daha ağır yaptırımların olması gerekmez mi? Peki bu seyahatte rahatsız olan yolcuların durumu ne olacak? Dolayısıyla bu tip kuralsız yolcular üzerinde daha ağır yaptırımlar olmalı…
THY Genel Müdürü Bilal Ekşi ve Basın Müşavir Yahya Üstün, ilk olay sonrası sosyal medyadan paylaşımda bulundular. THY’de buna benzer olaylar nedeniyle 440 kişinin kara listeye aldığını açıkladılar. Ancak yolcuları kural dışına çıkaran, itaatsiz yapan veya uçak içinde uçuş güvenliğini tehlikeye atacak şekilde kabin personeliyle tartışma sokan bazı hadiselerde şirketlerin de katkıları var. Bu sebeple Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) kuralsız yolcu meselesinde kök sebeplerin araştırılmasının önemli olduğunun altını çizerek, şirketlerin de bu tür hadiselerde ve büyüyüp daha sıkıntılı hale gelmesinde payları olduğuna dikkat çekiyor. Bu detay da göz ardı edilmemeli..
Uçuşlarda asilerin ayısı artıyor
Dünya genelinde kuralsız yolcular IATA verilerine göre 2022’de her 568 uçuşta bir olaya sebep olmuş. 2021’de ise her 835 uçuşta bir olay bildirilmiş. Uçaklarda fiziksel taciz olaylarındaki artışlar da dikkat çekiyor. 2021’de yüzde 61 oranında tacizler artış göstererek her 17 bin 200 uçuşta meydana gelmiş. Uçuşlarda kuralları dinlemeyen, itaatsiz ve asi olan çeşitli türlerde yolcular var.
En yaygın kuralsız yolcu olay kategorileri şöyle:
1- Uyumsuzluk,
2- Sigara içmek,
3- Emniyet kemerini takmamak,
4- El bagajı hakkını aşmak veya uyarılara rağmen bagajını muhafaza etmemek,
5- Uçakta beraberinde getirdiği alkolü tüketmek,
6- Sözlü tacizde bulunmak,
7- Sarhoşluk.
Uluslararası düzenlemeler nasıl?
Bu konuda ICAO’nun Montreal Protokolü (MP14), ülkelere yasal düzenleme yapma noktasında yetki veriyor. Haziran 2023’e kadar yaklaşık 45 ülke MP14’ü onayladı. Ancak MP14’ü onaylamak ve yargısal boşlukları kaldırmak tek başına bir çözüm de değil. Uçuşları aksatan, tehlikeye atan yolculara karşı ülkelerin kendi yasaları çerçevesinde müeyyide uygulaması gerektiğine işaret ediliyor.
Mesela Amerika Birleşik Devletleri, kuralsız yolculara karşı sıfır tolerans yaklaşımıyla hareket ediyor. Şayet THY uçağında personele hakaret yağdıran yolcu hadisesi ABD’de yaşanmış olsaydı, polis kısa sürede müdahale edip, uçaktan çıkarır, hukuki süreç başlatırdı. ABD’de bir uçuş görevlisi veya bir yolcu uçakta tehdit edilir ya da saldırıya uğrarsa, suçluya karşı anında işlem yapılıyor. Biz de olduğu gibi kabin personeli de karakolluk olmuyor. ABD’de aynı zamanda ciddi maddi cezalarda uygulanıyor. 2022’de 8,4 milyon dolar para cezası kesilmiş. Türkiye’de müeyyideler yetersiz.
Artık dünyada çeşitli ülkelerde sadece havayollarının kuralsız yolcuları bireysel olarak kara listesini almasını yeterli görmüyor. Sivil havacılık otoritelerine hükümetler bu konuda daha fazla yetki vererek şirketlerin üzerindeki sorumluluğu alıyor. Ama havayolu ve havalimanı kaynaklı yolcuları çileden çıkaran şikayetleri ve aksaklıklar için de yaptırımlar uyguluyor.
Türkiye’de ve diğer bazı ülkelerde kuralsız yolculara karşız havayolları arasında ortak bir kara liste oluşturulmamasının birinci nedeni Kişisel Verilerin Korunması Kannunları (KVK) gibi düzenlemeler. Bu sebeple THY’nin kara listesindeki yolcu başka bir havayoluyla seyahat edebiliyor. Ortak bir kara listeyi oluşturmak için ülkelerin sivil havacılık otoritelerine yetki verilmesi için çalışmalar yapılıyor. Ülkemizde de Sivil Havacılık Genel Müdürülüğü böyle bir çalışma yaparak, kuralsız (unruly) yolcu tanımı ve kategorilere göre sınıflandırılması yapılarak, uygulanacak müeyyideler konusunda adım atabilir. Sadece havayollarının “bu yolcu itaatsiz” demesi, kuralsız ilan etmesiyle konunun kapanmaması lazım. Şirketlere karşı da yolcuların korunması lazım.
Mesela Çin ve Hindistan’da bu tür kuralsız yolcu kara listeleri hükümetler tarafından kontrol edilerek hazırlanıyor. Tüm havayolları da bu listelere göre hareket ediyor. Havayollarının ve diğer paydaşların ne tür hatası olursa olsun yolcuların aşırı tepki gösterip, taşkınlık yapmalarının, görevlilere hakaret etmeleri hiçbir şekilde cezasız bırakılmıyor. Yolcular mağdur oldukları durumlarda haklarını aramaları gerekir. Yolcuların aşırı tepkilerinin nasıl bir cezayla karşılık bulacağı veya hangi tür kuralsız yolcu olarak tanımlanacakları kestirmek zor olduğu için dikkatli olmaları gerekir. Bazen hikayeler karakollarda bitebiliyor! Ve kuralsız yolcular için verilen cezalarda kategorisine göre farklılık gösteriyor.
Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü (ICAO) Chicago Sözleşmesi’nin 17 numaralı ekinde, kuralsız yolcunun tanımı şöyle yapılıyor: “Bir havaalanında veya bir uçakta davranış kurallarına uymayan veya havaalanı personeli veya mürettebat üyelerinin talimatlarına uymayan ve bir havaalanında veya bir uçakta düzeni ve disiplini bozan yolcu.”
ABD Federal Havacılık İdaresi (FAA), Ocak 2021’de, kuralsız yolculara karşı daha sıkı yasal uygulamalara başladı. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği’nin (IATA) kuralsız yolcuların kimler olduğuna dair listesi de şöyle:
– Uyuşturucu maddelerin yasadışı tüketimi
– Güvenlik talimatlarına uymayı reddetmek (kemer takmama, sigara içme, taşınabilir elektronik cihazı kapatmamak),
– Kabin personeli veya yolcularla sözlü çatışma, fiziksel çatışma,
– Cinsel taciz / istismar,
– Çığlık atmak, rahatsız edici davranışlar, tekmeleme ve koltuk arkalıklarına veya tepsi masalarına vurmak.
Yolcuları kural dışına neler itiyor?
ICAO, yolcuları kuralların dışına iten sebepleri de şu şekilde sıralıyor:
– Zehirlenme,
– İlaç kullanımı (hem reçeteli hem de reçetesiz),
– Ruhsal sağlık sorunları,
– Kaygı (uçuş korkusu dahil),
– Tükenmişlik,
– Kişisel sorunlar veya seyahatle ilgili memnuniyetsizlikler, sonucu oluşan hayal kırıklığı,
– Uçağa biniş öncesi yaşanan sorunlar,
– Uzun kuyruklar,
– Güvenlik ve tarama süreci,
– Kalkış gecikmeleri (ilgili havayollarının zamanında ve yeterli bilgi vermemesi, ilgisizliği)
– Kaçırılan bağlantı uçuşlar,
– Biniş sonrası sorunlar,
– Kalabalık ortamlar,
– Kişisel alanın eksikliği,
– Uçakta içinde çalışmayan, bozuk ekipmanlar (koltuk yatırılamıyor, uçak içi eğlence sistemi çalışmıyor…)
– Yakın çevrede rahatsız edici kişiler (gürültülü veya taşkın yolcular, koltuk tekmeleyenler, ağlayan bebekler…)
Listelenen tüm nedensel faktörler arasında sarhoşluk, kontrol edilemeyen yolcu olaylarının çoğunu tetikleyen tek etken olarak anılıyor. ICAO, kuralsız yolcuları tehdit seviyesine göre 4 kategoride, hiyerarşik bir düzene göre tanımlamış. Bu tanımlama havayollarının kuralsız yolcuları nasıl değerlendirmeleri gerektiğine de yardımcı olmak için yapılmış. Böylece uygun müdahale seviyesi için politika geliştirmede sektöre rehberlik hedeflenmiş.
ICAO’nun tehdit seviyesine göre kuralsız yolcu kategorileri 4 maddeden oluşuyor:
Seviye 1 — Bozucu davranış (sözlü),
Seviye 2 — Fiziksel taciz davranışı,
Seviye 3 — Yaşamı tehdit eden davranış,
Seviye 4 — Kabin personeline ve çalışma alanlarının ihlal edilmesi, uyarıların dinlenmemesi.
Kuralsızlıkta kök sorunlar
ICAO, kural dışı yolcu olaylarına yönelik en iyi yönetim ve azaltma stratejisinin, erken tespit, müdahale ve kök sorunun çözümü yoluyla önleme olduğuna işaret ediyor. Bunu başarmak için havayolunun yolcu davranışına ilişkin farkındalığın artırılması ve tüm çalışanların bazı konularda eğitilmesini öneriyor. Böyle bir eğitim ve farkındalık olsaydı THY hadisesinde olduğu gibi küfürler yağdıran, hakaretler eden yolcu uçağa binmemiş olabilirdi.
Uçağa binmeden önce tedbir
Havayolları yer personelini check-in sırasında, bekleme salonlarında ve biniş kapısında uygunsuz yolcu davranışlarını tespit edip, bildirme konusunda teşvik etmesi, eğitmesi gerekiyor. Böylece sorunlu yolcu uçağa binmeden, sorunlar büyümeden çözüm alınmış olunur. Uçağa yolcular kabul edilmeye başlandığı zaman uçağın kapısında yolcuları karşılayan (profiling yapan) kabin ekibinin potansiyel kuralsız yolcular hakkında bilgi sahibi olunması son derece önemli. Uçak kalkmadan gerekli kontroller yapılıp, erkenden tedbirler alınabiliyor. Özellikle sarhoş yolcular için bu durum çok önemli…
Hukuki temel meselesi…
Yukarıda bazı yasal düzenlemeler gerek olduğuna dair bazı detayları işaret ettim. ICAO’nun Tokyo Sözleşmesi, “Bir devletin ceza hukukuna aykırı olsun veya olmasın, uçağın veya içindeki kişilerin veya malların güvenliğini tehlikeye atabilecek veya atacak olan veya uçaktaki düzen ve disiplini tehlikeye atan eylemleri…” gerçekleştirenlere müeyyide uygulanması gerektiğine işaret ediyor. Aynı sözleşme, uçağın otoritesi kaptan pilota, ‘Pilot in Command’a (PIC) itaatsiz bir yolcuyla uygun şekilde ilgilenme yetkisi veriyor ve faile karşı alınan eylemler nedeniyle herhangi yasal işlemden kanun kapsamında koruması gerektiğine dikkat çekiyor.
“Bu Sözleşmeye uygun olarak alınan eylemler için ne uçak komutanı ne mürettebatın herhangi bir diğer üyesi ne yolcu ne uçağın sahibi veya operatörü ne de uçuşun adına gerçekleştirildiği kişi, eylemlerin yapıldığı kişinin maruz kaldığı muamele nedeniyle herhangi bir işlemden sorumlu tutulamaz.”
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Yazarın Diğer Yazıları
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.