Bir dönem “Düşük Maliyetli Havayolları” (Low Cost Carrier) geliştirdikleri zekice yöntemlerle havacılık sektörüne farklı bir nefes aldırmış ve uçak seyahatinin çok daha hesaplı hale gelmesini sağlamış, geleneksel havayollarını ciddi anlamda zorlamışlardı. Bu durum şu anda değişmiş değil. Düşük bütçeli şirketler, gezgin yolculara adeta ilaç gelmektedir.
Şu anda birçok düşük maliyetli havayolu/LCC, Avrupa’da Ryanair, EasyJet, Wizz Air; ABD’de Southwest Airlines; ülkemizde ise Pegasus Havayolları gibi şirketler sektörde önemli bir denge unsuru olarak rekabetçi piyasanın oluşmasında öncü rol üstleniyor. Ancak, artık bu şirketler ürün çeşitliliğine giderek bulundukları alanları geleneksel havayollarının pazarlarına doğru genişletmek için çaba sarf ediyorlar.
Dünyanın en büyük düşük maliyetli havayolu Southwest Airlines, bu konuda ilk adımları atan şirketlerden biri olarak dikkat çekiyor. Örneğin, uçakta diz mesafesini genişletme stratejisini bu yaz açıkladı. ABD’nin bir başka havayolu Spirit Airlines ise premium hizmetler sunacağını duyurdu. Aslında yapmak istedikleri, uçaklarda geleneksel havayollarına yakın hizmet vermek; geniş koltuk aralığı, ücretsiz internet, ikram vb.
Düşük maliyetli taşıyıcıları aslında yeni ürün arayışına iten sebepler arasında pandemi sonrası gelişmelerin etkisi var. Uçak bakım fiyatlarının yükselmesi, yedek parça ücretlerinin artışı, yakıt fiyatları, uzman işgücü azlığı ve yeni uçak teslimatlarının yapılamaması gibi sebepler sayılabilir. Ancak asıl nedenlerden biri, daha az yakıt tüketen uçaklar için filo planı yapılmasına rağmen bu uçakların teslimatındaki gecikmelerin bilet maliyetlerini düşük tutmaya destek olmaması.
İşte bu gibi sebeplerin etkisiyle, gelirleri artırmak için düşük maliyetli havayolları da ek tedbirler alarak yeni ürünler geliştirip, daha iyi karlar yapabilecekleri ücretlerle uçak bileti satmaya başladılar. ABD’li şirketlerin bu yeni stratejisinin mutlaka dünyadaki diğer şirketlere de yansıması olacaktır. Örneğin, Türk Hava Yolları (THY) çatısı altında faaliyet gösteren AnadoluJet, ayrılıp yoluna AJet olarak devam etmek kararı aldığında, Pegasus Havayolları ile rekabet edeceği ve düşük maliyetli havayolu olacağı açıklanmıştı. Ancak atılan adımlar, havayolunun filo yapısı ve diğer gelişmeler halen daha nasıl bir havayolu olacağı konusunda zihinlerdeki soruları gidermiş değil. THY’nin üçüncü çeyrek rakamları geldiğinde AJet’in bilançosunu da göreceğiz. Bol sıfırlı bir zarar beklendiğinden bahsediliyor. Bu sebeple, Southwest Havayolları AJet’e de model olabilir gibi görünüyor.
ABD Dallas merkezli Southwest Havayolları, dünyadaki düşük maliyetli şirketlerin öncüsü olarak da görülüyor. Uçaklarında yeni bir premium sınıfı oluşturma yaklaşımı AJet ve Pegasus’a ne kadar örnek olur bilemiyorum. Ancak, AJet ile uçan THY’nin Miles&Smiles kart sahiplerinin THY’nin özel yolcu salonlarından (lounge) hizmet alıyor olmaları, bizim havayoluna da yeni konseptin kapısını aralayacak gibi görünüyor.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Yazarın Diğer Yazıları
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.