Türkiye’nin dâhil olduğu veya coğrafi konumu sebebiyle önemli bir parçası hatta öncüsü komundaki uluslararası projeler hayata geçirilinceye, hizmete girinceye kadar farklı değerlendirmeler yapılabiliyor. İşin garibi bu değerlendirmeyi yapanlar da güncel konuları ele alanlar olduğu için maalesef yaklaşımları gerçeklerle fazla örtüşmüyor. Veya projenin kaliteli gelişimine ışık tutacak detaylar içermiyor. Benzer projeler incelenerek bir fikir üretilmiyor. Kalkınma Yolu Projesi’ni de böyle bir tehlike bekliyor. Başından uyarmakta fayda var. Neden mi?
Bir defa Basra Körfezi’ni Türkiye üzerinden raylı sistemle ve karayoluyla Avrupa’ya bağlaması, alternatifinin de olmaması müthiş bir değer. Geçiş güzergâhındaki tüm ülkelerin projeye yönelik yapacakları yatırımlar ölçüsünde bir verim almaları söz konusu. Ancak böyle önemli projelere dışardan müdahale etme şansı olmayan ülke ve şirketler, farklı taktiklerle gizli engelleme teşebbüsleriyle projeyi pahalı hale getirmeye, ilgili ülkelere ilave yükler, sorumluluklar yüklemeye çalışırlar. Burayı kullanacak şirketler de bazı kendi lehlerine haklar elde etmek için ilginç girişimlerde bulunurlar.
Mesela Bakü-Tiflis-Ceyhan (BTC) Ham Petrol Boru Hattı Projesi’nde böyle bir durum yaşandı. Türkiye, İngiliz BP yüzünden uzun süre bu hattın işletmesi sebebiyle zarar etti. BTC’nin kardeş ülke Azerbaycan ve Türkiye için stratejik önemi sebebiyle mali külfetine BP’nin taktikleri sebebiyle katlandı. BP Hazar’dan çıkarılıp, BTC ile dünyaya pazarlanan petrolün başat operatörü olduğu için çok ilginç taktikler yürüttü.
BP, Türkiye’yi by-pass eden Karadeniz’e yönelik geliştirilen alternatif boru hattı nedeniyle BTC’yi engellemek için de çaba sarf etti. Büyük deprem nedeniyle Türkiye’nin BTC’yi finans edemeyeceği, kaynak bulamayacağını bile gündeme getirdi. Ben de bu konuları o dönem yazdığım, haber yaptığım için ciddi anlamda sıkıntı yaşadım. Dönemin Enerji Bakanlığı Müsteşarı Yurdakul Yiğitgüden de bu dönemin en iyi tanıklarından birisidir.
Türkiye’yi ve Azerbaycan’ı çeşitli vesilelerle sıkıştıran, BTC’yi engellemeye çalışan İngiltere ve BP, böylece iki ülkenin bu projeye tam anlamıyla odaklanmasını, boru hattı hizmete girdiğinde iki ülkeye azami fayda sağlaması için çaba sarf etmesini de bir yönüyle engellemiş oldu. Bunu ne zaman anladık? BTC hizmete girdiğinde Türkiye’nin bu proje sebebiyle ettiği zararlar konuşulmaya başlanınca İngiliz uyanıklığı ortaya çıktı. Başında projeyi engellemek isteyen BP, istediği olmayınca projeyi müthiş bir şekilde övmeye başladı. “Asrın Projesi” olarak gündemimize soktu. BTC Ham Petrol Boru Hattı’nın ana işleticisi BTC Co ile Türkiye üzerindeki hattı işleten BOTAŞ International Limited (BIL) 2008’de ettiği zarar yüzünden mahkemelik olunca nedenlerini anlamaya başladık.
BIL, 2008’de BTC’nin işletilmesi nedeniyle 208 milyon dolar zarar etmiş, zararın da sürekli büyüdüğüne dikkat çekilmişti. Konu dönemin “Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu” raporlarına da yansımıştı. Halbuki boru hattından Azerbaycan’ın dünyanın en kaliteli petrolü Ceyhan üzerinden global pazarlara çıkarken, Türkiye de makul seviyede bir geçiş ücreti elde etmeyi planlamıştı.
Benzer problemi veya sorunları Kalkınma Yolu Projesi’nde de yaşamamak için goygoyculara dikkat etmek şart. Sürekli projeyi övmeyi bırakıp, detaylarına odaklanmamız, bu konuda uzman isimleri konuşturup, onlara kulak vermemiz şart. Her gün farklı bir konuyu cilalayanlarla büyük projeler sağlıklı ilerleyemez.
Netice itibariyle bölgede birçok dengeyi değiştirecek, istikrarsızlığın önlenmesine katkı sunacak, teröre set çekme potansiyeli de olan Kalkınma Yolu Projesi’ne İran gibi ülkelerin açık veya gizli yaklaşımlarını da dikkatli izlemek gerekir. Netice itibariyle Kalkınma Yolu Projesi’nde iş birliğine ilişkin 4’lü mutabakat zaptı imzalandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Irak Başbakanı Muhammed Şiya es-Sudani himayesinde 4 ülke; Irak, Türkiye, Katar ve BAE son noktayı koydu. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bağdat ziyareti bu açıdan tarihi değer taşıyor. Ancak bu aşamadan sonra ilgili bürokratların, sivil toplum kuruluşlarının bu projenin altını iyi doldurması gerekir.
Kalkınma Yolu Projesi, Basra Körfezi’ndeki Büyük FAV Limanı ile Türkiye’nin güney sınırı arasında 1200 kilometrelik bir tren yolu hattı kurulmasını içeriyor. 2028’de tamamlanması planlanan projenin 17 milyar dolara mal olması öngörülüyor. Bittiğinde ise Irak’taki FAV Limanı’ndan Londra’ya kara ve demir yolu ile Avrupa’nın her ülkesine Türkiye’den kesintisiz ulaşım sağlaması bekleniyor.
Şimdi böyle bir projeyi hizmete sokmak başka bir şey, bu hattı kaliteli, verimli, sorunsuz ve azami fayda sağlayacak şekilde işletmek başka bir şey…
Halihazırda Türkiye’den çıkış yapan, Türk ihraç ürünlerini taşıyan ve ithal ürün getiren Türk tescilli karayolu araçlarının sınırlarda ciddi sorunlar yaşadığı, geçiş belgesi (dozvola) konusunda büyük sıkıntılarla karşılaştığı biliniyor. Hatta Azerbaycan gibi kardeş ülkelerin bile Karabağ Savaşı esnasında Türk TIR’larına astronomik tarife uyguladığını, diğer tüm ülkeler; Rusya, Gürcistan gibilerin de iki katı geçiş ücreti ödeme zorunda bıraktıklarını yaşamıştık. Ben de bu konuyu gündeme getirenlerden birisiydim.
Anlaşılacağı üzere proje hizmete girmeden önce bu ve benzeri sorunlar için de kafa yorulması lazım. Aksi halde başka ülkelerin TIR’ları, trenleri ülkemiz üzerinden taşımacılık yapar biz de bakarız. Daha vahim bir konuyu daha hatırlatayım. Yıllarca yabancı tescilli araçlar ülkemizin köprü, otoyol ve tünellerini bedava kullandılar. Trafik cezası bile ödemediler. Çünkü böyle bir sistem kuramamıştık. Bu konuyla ilgili 10 yıl boyunca yazılar yazdım, bir netice alamadım. Açıklama dahi yapacak makam bulamadım. Şu an köprü, otoyol ve tüneller ile yabancı araçlara kesilen trafik cezalarında durum nedir bilmiyorum. Bir ara çözüldüğü söylendi, ama neticeyi bilmiyorum. Yetkililerin bu konuda bir açıklama yapmasını bekliyorum.
Mesela 2023’te köprü, otoyol, tünellerden geçen yabancı tescilli araçlardan ne kadar tahsilat yapıldı? Ne kadar trafik cezası kesildi, ne kadar ödeme alındı? Bakalım cevap veren, açıklama yapan olacak mı?
Türkiye bu tarz sorunlarını hızla çözmesi, iyileştirmesi, kullanıcı dostu haline getirmesi lazım. Yoksa henüz imzaları yeni atılan Kalkınma Yolu Projesi’nin geleceği üzerine fikir yürütmek, doğu batı yönündeki koridorları kuzey güney yönünde bağlamış olacağını söylemek işin en kolayı. Şu an Türk TIR şoförlerine AB vizesi alınamıyor, dolayısıyla kara taşımacılığında sorun yaşıyoruz. Bu konu biraz da ülkemiz itibariyle ilgili. Sadece vize değil, gönderdiğimiz ürünler için de sorunlar var.
Özetle; Kalkınma Yolu Projesi, ülkemizin ve bölgemizin ekonomik ve jeopolitik statüsünü güçlendirecek, önemli bir girişimdir. Enerjide merkez ülke olma hedefimize de katkı sunacak bir değerdir. Şimdiden etrafını kuşatmak için beyin terletmeye başlamamız lazım.
YAZININ TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN
Yazarın Diğer Yazıları
Bu gönderi kategorisi hakkında gerçek zamanlı güncellemeleri doğrudan bildirim almak için tıklayın.